Translation of "Almıyordu" in English

Tom keyif almıyordu.

Tom wasn't enjoying himself.

Sami nefes almıyordu.

Sami was not breathing.

Mavi ve yumuşaktı ve nefes almıyordu.

She was blue and floppy and not breathing.

Tom, hak ettiğini düşündüğü kadar ücret almıyordu.

Tom didn't get paid as much as he thought he was worth.

- Sami kendini beğenmiyordu.
- Sami keyif almıyordu.
- Sami eğlenmiyordu.

Sami wasn't enjoying himself.

- Tom gerçekten gününü gün etmiyordu.
- Tom gerçekten keyif almıyordu.

Tom wasn't really enjoying himself.

- Güvenlik görevlileri bizi içeri almıyordu.
- Güvenlik bizi içeri sokmuyordu.

The security guards wouldn't let us in.

Tom kimseden herhangi bir yardım almıyordu, bu yüzden o vazgeçti.

Tom wasn't getting any help from anyone, so he gave up.