Translation of "Izni" in English

0.006 sec.

Examples of using "Izni" in a sentence and their english translations:

Hükümet izni beklemeden

months and

Tom'un izni yoktu.

Tom didn't have permission.

Mary hamilelik izni aldı.

Mary took maternity leave.

Sana gitme izni vermedim.

I haven't given you permission to leave.

Hastalık izni alacağını düşündüm.

- I thought you were going to call in sick.
- I thought that you were going to call in sick.

- Tom'un onu yapma izni var.
- Tom'un onu yapmak için izni var.

Tom has permission to do that.

Alma izni vermeleri için yalvardım.

who was only 10 months old at the time.

Gösteri boyunca giriş izni yoktur.

No admittance during the performance.

Arabayı kullanma izni ona verildi.

Permission to use the car was accorded to her.

Bana kayıtlarına giriş izni verdi.

She gave me access to her records.

O Jamaika'da oturma izni aldı.

He took up residence in Jamaica.

Ona arabayı kullanma izni verildi.

Permission to use the car was accorded her.

Yarın işten hastalık izni alıyorum.

I'm calling in sick tomorrow.

Çocuğa iki şekerleme izni verildi.

The child was permitted two pieces of candy.

Tom'un yaptığını yapma izni yoktu.

Tom didn't have permission to do what he did.

Onların izni olmadan onu yapmayacağız.

We won't do that without their permission.

Sanırım hepiniz mazeret izni alacaksınız.

- I assume you'll be taking a leave of absence.
- I assume that you'll be taking a leave of absence.

Tom'un izni olmadan buraya geldim.

I came here without Tom's permission.

Neden işten hastalık izni almıyorsun?

Why don't you call in sick?

Gerçekten hastalık izni aldın mı?

Did you really call in sick?

Neden sadece hastalık izni almadın?

Why didn't you just call in sick?

Tom'un bunu yapmaya izni yok.

Tom isn't permitted to do that.

Tom iş yerinden hastalık izni aldı.

Tom called in sick.

Geçiş izni olmadan girmene izin veremem.

I can't let you enter without a pass.

Öğretmen Tom'a istediğini yapma izni verdi.

The teacher has given Tom permission to do whatever he wants.

Onu Tom'un açık izni olmadan yapamayız.

We can't do that without Tom's express permission.

Tom'un onu yapmak için izni yoktu.

Tom didn't have permission to do that.

Tom'un onu yapmak için izni yok.

Tom doesn't have permission to do that.

Tom'un, benim bisikletimi kullanmaya izni var.

- Tom has permission to use my bicycle.
- I've given Tom permission to use my bicycle.

Fadıl'ın onu yapmak için izni yoktu.

Fadil didn't have the permission to do that.

Sami'nin onu yapmak için izni yoktu.

Sami didn't have the permission to do that.

Tom'un bunu yapması için izni yoktu.

Tom didn't have the permission to do that.

Tom bana bunu yapma izni vermedi.

Tom hasn't yet given me permission to do that.

Tom'un bunu yapmak için izni var.

Tom has a permit to do that.

Başkalarının özel mektuplarını onların izni olmadan okumamalısın.

You shouldn't read other people's private letters without permission.

Tom'un izni olmadan onu yapıp yapamayacağımızı bilmiyorum.

- I don't know if we can do that without Tom's permission.
- I don't know whether we can do that without Tom's permission.

Tom'un onu yapması için ebeveynlerinin izni yok.

Tom doesn't have his parents' permission to do that.

Tom onu yapmak için izni olmadığını söyledi.

- Tom said he didn't have the permission to do that.
- Tom said that he didn't have the permission to do that.

Bana bunu burada yapma izni verilmediği söylendi.

- I've been told we're not permitted to do that here.
- I've been told we aren't permitted to do that here.

Tom karısının izni olmadan hiçbir şey yapmaz.

Tom doesn't do anything without his wife's permission.

- Müslüman işçilere Ramazan ayında erken çıkma izni verdiler.
- Müslüman çalışanlara Ramazan ayında erken çıkış izni veriyorlar.

They authorize Muslim workers to leave early in Ramadan.

CA: Çalışanlarına kendi tatil zamanlarını ayarlama izni verdin

CA: But you allow employees to set their own vacation time, and ...

Bize bu koyda özel balık tutma izni verildi.

We were granted the privilege of fishing in this bay.

Onlar kimsenin özel izni olmadan girmesine izin vermezler.

They don't let anyone enter without special permission.

Tom onun ebeveynlerinin izni olmadan Mary ile evlendi.

Tom married Mary without her parents' consent.

O asla birine bir şey yapma izni vermez.

He never lets anyone do anything.

Tom son üç gün işten hastalık izni aldı.

Tom has called in sick the last three days.

Bir çalışma izni olmadan burada bir iş bulamazsın.

You can't get a job here without a work permit.

Doğrusunu söylemek gerekirse, babamın arabasını onun izni olmadan sürdüm.

To tell the truth, I drove my father's car without his permission.

İsveç'in cömert ebeveyn izni ve çocuk bakımı politikaları vardır.

Sweden has generous parental leave and child care policies.

- Tom başlama izni verdi mi?
- Tom yeşil ışık yaktı mı?

Has Tom given the go-ahead?

İki tane kuş, inşaat izni olmadan bir yuva inşa etti.

The two birds built a nest without a building permit.

On sekiz yaşın altındaki Amerikalılara başkanlık seçimlerinde oy kullanma izni verilmez.

Americans under the age of eighteen aren't allowed to vote in presidential elections.

Bu banka gizlice onların izni olmadan insanların isimlerine banka hesaplarını açtı.

This bank secretly opened bank accounts in people's names without their permission.

İzni olmadan onun elektrikli sakal düzenleyicisini kullanırsam Tom'un bundan çok hoşlanacağını sanmıyorum.

- I don't think Tom would like it very much if I used his electric beard trimmer without his permission.
- I don't think that Tom would like it very much if I used his electric beard trimmer without his permission.

- Tom'un iki haftalık ücretli tatili var.
- Tom'un iki hafta ücretli izni var.

Tom has two weeks of paid vacation.

- Tom'un bunu yapmasına hâlâ müsaade ediliyor mu?
- Tom'un hâlâ bunu yapmaya izni var mı?

Is Tom still allowed to do that?

- Tom muhtemelen Mary'ye bunu yapma izni vermeyecek.
- Tom muhtemelen bunu yapması için Mary'ye izin vermeyecek.

Tom is probably not going to permit Mary to do that.

- Önce Tom'dan müsaade istense daha iyi olmaz mı?
- Önce Tom'un izni alınsa daha iyi olmaz mı?

Wouldn't it be better to ask Tom's permission first?