Translation of "Adının" in English

O, adının çağrıldığını duydu.

He heard his name called.

O, adının çağrıldığını duymadı.

He didn't hear his name called.

Tom adının çağrıldığını duymadı.

Tom didn't hear his name being called.

O, adının gününü kutluyor.

He's celebrating his name day.

Adının baş harfleri nedir?

What are your initials?

Adının ne olduğunu biliyorum.

I know what your name is.

Tom adının çağrıldığını duyabiliyordu.

Tom could hear his name being called.

- Adının söylendiğini duyduğunda uyumak üzereydi.
- Adının çağrıldığını duyduğunda, o uyumak üzereydi.

He was about to fall asleep, when he heard his name called.

- Adının Tom olduğunu söylediğini düşündüm.
- Senin adının Tom olduğunu söylediğini sandım.

- I thought you said your name was Tom.
- I thought that you said your name was Tom.
- I thought that you said that your name was Tom.

O, kalabalıkta adının çağrıldığını duydu.

She heard her name called out in the crowd.

Adının çağrıldığını duyduğunda neredeyse uyuyordu.

He was almost asleep when he heard his name called.

Onun adının ne olduğunu biliyorum.

I know what his name is.

Göbek adının Tom olduğunu düşünüyordum.

- I thought your middle name was Tom.
- I thought that your middle name was Tom.

Adının Tom olduğunu söyledin mi?

Did you say your name was Tom?

Ona adının ne olduğunu sordum.

I asked him what his name was.

Adının Mary olduğunu Tom'a söylemeliydin.

- You should've told Tom your name was Mary.
- You should have told Tom your name was Mary.

Onun adının ne olduğunu bilmiyordum.

I never knew what his name was.

O, adının Tom olduğunu söyledi.

He said his name was Tom.

O, adının Mary olduğunu söyledi.

She said her name was Mary.

Tom'un adının listede olmadığından eminim.

I'm sure Tom's name isn't on the list.

Tom'un adının listede olduğuna eminim.

I'm sure Tom's name is on the list.

Onun adının Tom olduğunu sanıyordum.

- I thought his name was Tom.
- I thought that his name was Tom.

Tom adının çağrıldığını duyduğunu düşündü.

- Tom thought he heard his name being called.
- Tom thought that he heard his name being called.

Adının söylendiğini duyduğunda uyumak üzereydi.

He was about to fall asleep, when he heard his name called.

Senin adının ne olduğunu biliyorum.

I know what your name is.

Onun adının Tom olduğuna inanıyorum.

- I believe his name is Tom.
- I think his name is Tom.

Senin adının Tom olmadığını biliyoruz.

- We know that your name isn't Tom.
- We know your name isn't Tom.

Adının önüne bir haç yap.

Make a cross before your name.

Onun adının ne olduğunu hatırlamıyorum.

I don't remember what his name is.

Onun adının Tom olduğunu düşünüyorum.

I think his name was Tom.

Bana adının ne olduğunu söyle.

Tell me what your name is.

Onu adının nasıl hecelendiğini hatırlamıyorum.

I can't remember how to spell her name.

Onun adının ne olduğunu söyledin?

What did you say his name was?

Yabancıya adının ne olduğunu sordum.

I asked the stranger what his name was.

Onun adının Tom olmadığını biliyorum.

I know his name isn't Tom.

Adının kelimesi kelimesine çevirisi, "zehir nefes".

Its name translated literally means “poison breath,”

O, düşüncelere dalmışken, adının çağrıldığını duydu.

While he was lost in thought, he heard his name called.

O bana adının Tom olduğunu söyledi.

He told me his name was Tom.

Onun adının Tom olduğunu nasıl bildiniz?

How did you know his name was Tom?

Onun adının Tom olmadığını nasıl biliyordun?

How did you know his name wasn't Tom?

Onun adının ne olduğunu hatırlamaya çalışıyorum.

I've been trying to remember what his name is.

O adam adının Tom olduğunu söyledi.

That man said his name was Tom.

Onun adının Tom olduğundan emin misin?

Are you sure his name was Tom?

Onun adının ne olduğunu bilmek istemiyorum.

I don't want to know what his name is.

Tom kendi adının çağrıldığını duyunca durdu.

Tom stopped when he heard his name being called.

Ona adının ne olduğunu sormayı unuttum.

I forgot to ask him what his name was.

Tom köpeğinin adının Cookie olduğunu söyledi.

- Tom said his dog's name was Cookie.
- Tom said that his dog's name was Cookie.

Onun adının ne olduğunu biliyor musun?

Do you know what his name is?

Onun adının ne olduğunu merak ediyorum.

I wonder what his name is.

Onun adının nasıl telaffuz edildiğini bilmiyorum.

I don't know how to pronounce his name.

Erkek kardeşinin adının ne olduğunu söyledin?

- What did you say your brother's name was?
- What did you say your brother's name is?

Senin adının ne olduğunu hâlâ bilmiyorum.

I still don't know what your name is.

Onun adının Tom olduğuna emin misin?

Are you sure his name is Tom?

Ben onun adının ne olduğunu unuttum.

I forgot what his name was.

Onun adının ne olduğunu tahmin et.

Guess what his name is.

Adının Tom olduğunu söyledin, değil mi?

You said your name was Tom, didn't you?

O çocuk adının Tom olduğunu söyledi.

That boy said his name was Tom.

Onun gerçek adının Tom olmadığını biliyorum.

I know his real name isn't Tom.

Onun göbek adının Tom olduğunu biliyorum.

I know his middle name is Tom.

Senin adının ne olduğu umurumda değil.

I don't care what your name is.

Şu adam adının ne olduğunu söyledi?

What did that man say his name was?

- O adamın adının Tom olduğuna emin misin?
- O adamın adının Tom olduğundan emin misiniz?

Are you sure that man's name is Tom?

Kimin göbek adının Tom olduğunu tahmin et.

Guess whose middle name is Tom.

O adamın adının Tom olduğuna emin misin?

Are you sure that this man is called Tom?

Tom'un gerçek adının ne olduğunu merak ediyorum.

I wonder what Tom's real name is.

Onun adının Tom olduğunu söyledin, değil mi?

You said his name was Tom, didn't you?

Onun adının Tom olduğunu biliyor muydun ki?

- Did you even know that his name was Tom?
- Did you even know his name was Tom?

Tom yabancıya onun adının ne olduğunu sordu.

Tom asked the stranger what his name was.

Senin adının ne anlama geldiğini biliyor musun?

Do you know what your name means?

Onun adının çok ilginç bir anlamı var.

His name has a very interesting meaning.

Tom'un gerçek adının ne olduğunu bile bilmiyorum.

I don't even know what Tom's real name is.

Tom bana karısının adının Mary olduğunu söyledi.

Tom told me his wife's name was Mary.

Ben onun adının Tom olduğunu söylediğine inanıyorum.

I believe he said his name was Tom.

Tom'a kız kardeşinin adının ne olduğunu sor.

Ask Tom what his sister's name is.

Tom herhangi bir şekilde adının karışmasını reddetti.

Tom denied any involvement.

O adam bana adının Tom olduğunu söyledi.

That guy told me his name was Tom.

Onun adının ne anlama geldiğini biliyor musun?

Do you know what his name means?

O adamın adının Tom olduğundan emin misin?

Are you sure that guy's name is Tom?

Tom yaşlı kadına adının ne olduğunu sordu.

Tom asked the old lady what her name was.

Fakat bilhassa onun adının ne olduğunu merak ediyordu.

But most of all he wondered what her name was.

Daha sonra, onun gerçek adının Tom olduğunu öğrendim.

Later, I found out his real name was Tom.

Sana onun adının Tom olduğunu söyledim, değil mi?

I told you his name was Tom, didn't I?

"Kutsal Savaş" adının biraz alaycı geldiğini düşünmüyor musun?

Don't you think the name "The Sacred War" sounds a bit sarcastic?

O adamın adının ne olduğunu bana söyleyebilir misiniz?

Can you tell me what that man's name is?

Bu sabah o bize adının Tom olduğunu söyledi.

He told us this morning his name was Tom.

O, ona yanaştı ve adının ne olduğunu sordu.

She walked up to him and asked him what his name was.

Gerçek adının ne olduğunu herhangi birine söyledin mi?

Have you told anyone what your real name is?

O adam bana adının Tom Jackson olduğunu söyledi.

- That man told me his name was Tom Jackson.
- That man told me that his name was Tom Jackson.

Tom, Dancada adının "boş" olduğunu keşfettiğinde tepki vermedi.

Tom was flabbergasted when he discovered his name means "empty" in Danish.

Tom, Mary'ye erkek kardeşinin adının John olduğunu söyledi.

Tom told Mary that his brother's name was John.

- Sanırım onun adı Tom.
- Onun adının Tom olduğunu düşünüyorum.

- I believe his name is Tom.
- I think his name is Tom.

Parkta tanıştığım adam bana onun adının Tom olduğunu söyledi.

The man I met in the park told me that his name was Tom.