Translation of "Aceleyle" in English

Aceleyle çıktılar.

They hurried away.

Aceleyle gittiler.

They hurried off.

Aceleyle giyindim.

- I hurried my clothes on.
- I got dressed in a hurry.

Aceleyle kaçtım.

I ran away in a hurry.

Aceleyle ayrıldım.

I left in a hurry.

Buradan aceleyle ayrıldı.

- She left here with haste.
- She left here in a hurry.

O aceleyle gitti.

He went off in a hurry.

O, aceleyle gitti.

He went away in a hurry.

Aceleyle merdivenlerden indi.

She went down the stairs in a hurry.

Aceleyle bürodan çıktı.

He rushed out of the office.

Tom aceleyle ayrıldı.

- Tom left in a hurry.
- Tom went out in a hurry.

Aceleyle elbiselerimi giydim.

I put on my clothes in a hurry.

Tom aceleyle uzaklaştı.

Tom hurried away.

Aceleyle dışarı çıktılar.

They hurried out.

O aceleyle kaçıyordu.

He was running away in all haste.

Tom aceleyle çıktı.

- Tom hurried off.
- Tom hurried away.

Aceleyle nereye uzaklaşıyorsun?

Where are you rushing off to?

Aceleyle havaalanına gitti.

He went to the airport in a hurry.

Aceleyle yemek yeme.

Do not eat hastily.

Fadıl aceleyle evlendi.

Fadil hastily married.

Bunu aceleyle yapmadım.

I didn't do that in a hurry.

Merdivenden aceleyle indiğinizi düşünün.

Think about a situation where you're shuffling down the stairs.

Mary aceleyle mutfağa girdi.

Mary burst into the kitchen.

Şimdi aceleyle okula gidelim.

Now let's hurry to school.

Niçin aceleyle dışarı çıktı?

Why did she go out in a hurry?

Onlar aceleyle odadan çıktı.

- They rushed out of the room.
- They hurried out of the room.

Aceleyle, kapıyı açık bıraktı.

In his haste he left the door open.

O, aceleyle yemeğe alışkındır.

He is used to eating in a rush.

O, aceleyle arabasına bindi.

He got into his car in a hurry.

O, aceleyle valizini hazırladı.

He hastily packed his bags.

O, aceleyle odaya daldı.

He burst into the room.

O, aceleyle dışarı çıktı.

He went out in a hurry.

O aceleyle istasyona gitti.

He hurried to the station.

Tom aceleyle yanımdan geçti.

Tom rushed past me.

Öğrenciler okula aceleyle gidiyorlar.

Students are hurrying to school.

Tom aceleyle valizini hazırladı.

Tom hastily packed his suitcase.

O aceleyle odasını temizledi.

She cleaned her room in a hurry.

Bira aceleyle terk ettim.

I left in kind of a hurry.

Tom aceleyle ofisinden ayrıldı.

Tom left his office in a hurry.

Tom aceleyle evden ayrıldı.

Tom left home in a hurry.

Tom aceleyle odadan ayrıldı.

- Tom left the room in a hurry.
- Tom left his room in a hurry.

Tom aceleyle koridorda ilerledi.

Tom rushed down the corridor.

Tom aceleyle odadan çıktı.

Tom hurried out of the room.

Böyle aceleyle nereye gidiyorlar?

Where are they going in such a hurry?

Böyle aceleyle nereye gidiyorsun?

Where are you going in such a hurry?

Tom aceleyle daireye girdi.

Tom burst into the apartment.

Aceleyle eve gitmek istedi.

She wanted to hurry home.

Tom aceleyle sınıftan çıktı.

Tom hurried out of the classroom.

Tom ofisinden aceleyle çıktı.

Tom rushed out of his office.

Tom aceleyle içeri girdi.

Tom rushed back inside.

Tom aceleyle kapıdan çıktı.

Tom hurried out the door.

Tom aceleyle odaya girdi.

Tom burst into the room.

Tom aceleyle çıkıp gitti.

Tom went off in a hurry.

Tom aceleyle sokağa çıktı.

Tom hurried out into the street.

Tom aceleyle bavulunu topladı.

Tom hastily packed his bags.

Tom aceleyle odasını temizledi.

Tom cleaned his room in a hurry.

İşlerini aceleyle yaparsan hatalar yaparsın.

You make mistakes if you do things in a hurry.

Böyle aceleyle gelmene gerek yoktu.

You need not have come in such a hurry.

O, aceleyle onun başucuna geldi.

She came hurrying to his bedside.

Onlar aceleyle tren istasyonuna gittiler.

They hurried to the station.

O neden aceleyle dışarı gitti?

Why did he go out in a hurry?

Uzun adam aceleyle terk etti.

The tall man left in a hurry.

O, aceleyle çimlerin arasından geçti.

She hurried across the lawn.

Biz aceleyle merdivenlerden aşağı koştuk.

We hurried down the stairs.

Tom aceleyle Mary'nin evine gitti.

Tom hurried over to Mary's house.

Tom aceleyle odayı terk etti.

Tom left the room hurriedly.

Tom aceleyle odadan dışarı fırladı.

Tom dashed out of the room.

Tom aceleyle daireye geri döndü.

Tom hurried back to the apartment.

Tüm yolcular aceleyle uçaktan ayrıldı.

All the passengers left the plane in a hurry.

Öyle aceleyle gitmene gerek yok.

You don't need to go in such a hurry.

Onlar garsonun aceleyle geldiğini gördüler.

They saw the waiter coming in a hurry.

Böyle aceleyle nereye gidiyorsun, kız?

Where are you going in such a hurry, girl?

Tom aceleyle evinden dışarı koştu.

Tom ran out of his house in a hurry.

Fadıl, Leyla'yı aceleyle hastaneye yetiştirdi.

Fadil rushed Layla to the hospital.

Böyle aceleyle Tom nereye gidiyor?

Where's Tom going in such a hurry?

- Sadece trene yetişmek için istasyona aceleyle gittik.
- İstasyona aceleyle gittik, ama treni kaçırdık.

We hurried to the station only to miss the train.

Kahvaltı bitirdikten sonra aceleyle okula gittim.

Having finished breakfast, I hurried to school.

Bir kamyon yol boyunca aceleyle gidiyordu.

A truck was rushing along the road.

Kızı aceleyle sarı evin arkasında saklandı.

His daughter hastily hid behind the yellow house.

Aceleyle trafik kazasının olduğu yere gittiler.

They rushed to the scene of the traffic accident.

Böyle büyük bir aceleyle nereye gidiyorsun?

Where are you going in such a big hurry?

Tom'un Mary'yi yanağından aceleyle öptüğünü gördüm.

I saw Tom give Mary a peck on the cheek.

Tom Mary'ye aceleyle bir not yazdı.

Tom dashed off a note to Mary.

Tom, Mary'yi geride bırakarak aceleyle çıktı.

Tom took off, leaving Mary behind.

Köpeğimizi veterinere aceleyle götürmek zorunda kaldık.

We had to rush our dog to the vet.

Beş itfaiye aracı yangın mahalline aceleyle gitti.

Five fire engines rushed to the scene of the fire.

Tom aceleyle şehri terk etmiş gibi görünüyor.

Tom seems to have left town in a hurry.

O, treni kaçırmamak için aceleyle istasyona gitti.

He hurried to the station so he wouldn't miss the train.

Ona kibarca teşekkür etti ve aceleyle uzaklaştı.

- He thanked her very politely, and hurried off.
- He thanked her very politely and quickly left.

Tom aceleyle giyindi ve kapıdan dışarı koştu.

Tom got dressed in a hurry and ran out the door.

Kompozisyonu aceleyle yazdım, bu yüzden hatalarla dolu olmalı.

I wrote the composition in haste, so it must be full of mistakes.

Ayıracak zamanları olmadığından dolayı aceleyle kasabaya geri döndüler.

Because they had no time to spare, they hurried back to town.

Acil bir telgraf onu Tokyo'ya aceleyle geri getirdi.

An urgent telegram brought her hurrying back to Tokyo.

Tom ve Mary birlikte merdivenlerden aceleyle yukarı çıktı.

Tom and Mary hurried up the steps together.

- Tom aceleyle eve girdi.
- Tom birden eve girdi.

Tom rushed into the house.

Aceleyle yazıldığından dolayı, bu mektubun içinde çok hatası var.

Having been written in a hurry, this letter has many mistakes in it.