Translation of "Ağlıyordu" in English

- O, ağlıyordu.
- O ağlıyordu.

She was crying.

- O, odasında ağlıyordu.
- Odasında ağlıyordu.

She was crying in her room.

- Sami sahilde ağlıyordu.
- Sami plajda ağlıyordu.
- Sami kumsalda ağlıyordu.

Sami was crying on the beach.

Açlıktan ağlıyordu.

He was crying with hunger.

O, ağlıyordu.

She was crying.

Tom ağlıyordu.

- Tom was crying.
- Tom was screaming.
- Tom was yelling.

O ağlıyordu.

She was crying.

Kızlar ağlıyordu.

The girls were crying.

Bebek ağlıyordu.

The baby was crying.

Annem ağlıyordu.

- My mother was in tears.
- My mother was crying.

Sanırım ağlıyordu.

I think she's been crying.

Çocuklar ağlıyordu.

Children were crying.

Herkes ağlıyordu.

- Everyone was crying.
- Everybody was crying.

Bebek yatakta ağlıyordu.

The baby was crying in bed.

Çocuk odada ağlıyordu.

The boy was crying in the room.

O, odasında ağlıyordu.

She was crying in her room.

Kız arkadaşım ağlıyordu.

My girlfriend was crying.

O hıçkırarak ağlıyordu.

She was sobbing.

Tom'un annesi ağlıyordu.

Tom's mother was crying.

Tom hıçkırarak ağlıyordu.

Tom was sobbing.

Erkek arkadaşım ağlıyordu.

My boyfriend was crying.

Tom neden ağlıyordu?

Why was Tom crying?

Tom çok ağlıyordu.

Tom was crying a lot.

Odadaki herkes ağlıyordu.

Everyone in the room was crying.

Sami kontrolsüzce ağlıyordu.

Sami was crying uncontrollably.

Tom hep ağlıyordu.

Tom was crying the whole time.

Tom bile ağlıyordu.

Even Tom was crying.

Tom da ağlıyordu.

Tom was crying, too.

Sami çok ağlıyordu.

Sami was crying a lot.

Sami neredeyse ağlıyordu.

Sami was almost crying.

Mennad biraz ağlıyordu.

Mennad was crying a little bit.

Sence niye ağlıyordu?

Why do you think she was crying?

O acıdan dolayı ağlıyordu.

- She was weeping with pain.
- She was crying with pain.

O tek başına ağlıyordu.

She was weeping alone.

Tom dün gece ağlıyordu.

Tom was crying last night.

Bebek uzun süredir ağlıyordu.

The baby has been crying for a long time.

Tom bütün gece ağlıyordu.

Tom has been crying all night.

Çocuk annesi için ağlıyordu.

The child was crying for her mother.

O, cevap verdiğinde ağlıyordu.

She was crying as she answered.

O, dün gece ağlıyordu.

She was crying last night.

Tom çığlık atıp ağlıyordu.

Tom was screaming and crying.

Tom odasına koştu, ağlıyordu.

Tom ran to his room, crying.

Tom yerde kıvrılmış, ağlıyordu.

Tom was curled up on the floor, crying.

Herkes ağlıyordu, Tom bile.

Everybody was crying, even Tom.

Tom yerde oturmuş ağlıyordu.

Tom was sitting on the floor, crying.

Sami benim önümde ağlıyordu.

Sami was crying in front of me.

Birçoğu yıllardır ilk kez ağlıyordu.

Many of them cried for the first time in years.

O bir oyuncak için ağlıyordu.

She was crying for a toy.

Tom bir bebek gibi ağlıyordu.

Tom was crying like a baby.

O, histerik bir biçimde ağlıyordu.

She was hysterically crying.

Bebek aç olduğu için ağlıyordu.

The baby was crying to be fed.

Her iki kız da ağlıyordu.

Both girls were crying.

Herkes ağlıyordu, sadece Tom ağlamıyordu.

Everybody was crying, not just Tom.

Sami bir bebek gibi ağlıyordu.

Sami was crying like a baby.

Tom bütün öğleden sonra ağlıyordu

Tom has been crying all afternoon.

Tom üst katta odasında ağlıyordu.

Tom is upstairs in his room, crying.

Bir dakika daha ve bebek ağlıyordu.

Another minute and that baby was crying.

Sami'nin yeni doğan oğlu sürekli ağlıyordu.

Sami's newborn son was constantly crying.

Ethel ağlıyordu; Genç adam kendini onun ayaklarına attı.

Ethel was crying; the young man threw himself at her feet.