Translation of "Açmayı" in English

Kutuyu açmayı başardı.

She succeeded in opening the box.

Kapıyı açmayı dene.

Try to open the door.

Paketi açmayı bitirmeliyim.

I should finish unpacking.

Paraşütünüzü açmayı unutmayın.

Don't forget to open your parachute!

Kapıyı açmayı reddediyorum.

I refuse to open the door.

Açmayı denedin mi?

Have you tried turning it on?

Odandaki pencereyi açmayı unutma.

Don't forget to open the window in your room.

Fal kurabiyelerini açmayı seviyorum.

I love opening fortune cookies.

Ambalajını açmayı bitirdin mi?

Have you finished unpacking?

Kilit açmayı biliyor musun?

Do you know how to pick locks?

Yakında yeniden açmayı umuyoruz.

We hope to reopen soon.

Alarmı açmayı hatırladın mı?

Did you remember to turn on the alarm?

Tom kapıyı açmayı başardı.

Tom managed to open the door.

Bir dükkan açmayı düşünüyorum.

I'm thinking of opening up a store.

Tom kapıyı açmayı reddetti.

Tom refused to open the door.

Kapatıp geri açmayı denedin mi?

- Have you tried turning it off and then turning it back on?
- Have you tried turning it off and turning it on again?

Kapatıp sonra tekrar açmayı dene.

Try turning it off and then turning it back on.

Tom pencereyi zorlayarak açmayı başardı.

Tom managed to force the window open.

Tom kilitli kapıyı açmayı başardı.

Tom managed to open the locked door.

Biz Ekim ayında açmayı umuyoruz.

We're hoping to open in October.

Tom sonunda kasa açmayı başardı.

Tom finally managed to get the safe open.

Asker, tüfeğiyle düşmana ateş açmayı reddetti.

The soldier refused to fire his rifle at the enemy.

Kilitli kapıyı açmayı boş yere denedi.

He tried in vain to open the locked door.

Tom kurşun kalem açmayı bile beceremiyor.

Tom can't even sharpen a pencil.

Tom, Mary ile yelken açmayı umuyordu.

Tom was hoping he could go sailing with Mary.

O, son çare olarak dava açmayı düşünüyor.

She is thinking of suing as a last resort.

Tom bir şişe şarap açmayı öneren kişiydi.

Tom was the one who suggested opening a bottle of wine.

Ben boşanma davası açmayı ciddi olarak düşünüyorum.

I'm seriously considering filing for divorce.

Onlar kapı açmayı bırakmış biz avm yapmayı bırakamadık

They stopped opening the door, we couldn't stop shopping

- Tom kapıyı açmayı deniyor.
- Tom kapıyı açmaya çalışıyor.

Tom is trying to open the door.

- Tom'a dava açmayı düşünüyorum.
- Tom'u mahkemeye vermeyi düşünüyorum.

I'm considering suing Tom.

Yarım saat boyunca denedikten sonra kapıyı kırarak açmayı başardık.

We succeeded in breaking the door open after trying for half an hour.

- Tüm gücümle kapıyı açmaya çalıştım.
- Tüm gücümle kapıyı açmayı denedim.

I tried to open the door with all my force.

Yine de, şartları kabul etmedi, sadece müzakereleri yeniden açmayı kabul etti. Müttefiklere,

Even so, he did not accept the terms, he merely agreed to reopen negotiations.