Translation of "Açıyor" in English

- Pencereyi açıyor.
- O, pencereyi açıyor.

- He is opening the window.
- He opens the window.

Çiçekler açıyor.

The flowers are opening.

Pencereyi açıyor.

- She is opening the window.
- He is opening the window.

Hava açıyor.

- It is clearing up.
- It's clearing up.

Mektubu açıyor.

He opens the letter.

Kuş kanatlarını açıyor.

The bird spread its wings.

Bahçedeki güller açıyor.

- The roses in the garden are in flower.
- The roses in the garden are blooming.

Açelyalar çiçek açıyor.

Azaleas are blooming.

Tom hediyeleri açıyor.

Tom is opening presents.

Mary paketi açıyor.

Mary is unpacking.

Tom kalemini açıyor.

Tom is sharpening his pencil.

Ağaç çiçek açıyor.

The tree is flowering.

Tom pencereyi açıyor.

Tom is opening the window.

Çiçekler çiçek açıyor.

The flowers are blooming.

Okumak kafa açıyor.

Reading opens up windows.

ışıklarını doğru zamanda açıyor.

turn the lights on at the right time.

Tom televizyonun sesini açıyor.

Tom is turning up the sound of the TV.

Tom sana dava açıyor.

Tom is suing you.

Tom boşanma davası açıyor.

Tom is filing for divorce.

O sırt çantasını açıyor.

She unzips her backpack.

Tom kiminle yelken açıyor?

Who's Tom sailing with?

Tayfa şimdi ambar kapağını açıyor.

The crew is now opening the hatch.

- Güller açıyor.
- Güller çiçek açmışlar.

The roses are in bloom.

Bizim elma ağacı çiçek açıyor.

Our apple tree is blooming.

Tom diğer odada kutuları açıyor.

Tom is in the other room, unpacking boxes.

O doğum günü hediyesini açıyor.

She is unwrapping her birthday present.

Bu yüzden Tom dava açıyor.

That's why Tom is suing.

Lİge 400 milyon dolarlık dava açıyor.

and he's suing the league for 400 million dollars.

Güller bu yıl erken çiçek açıyor.

The roses are blooming early this year.

O, doğum günü hediyesi paketini açıyor.

She unwraps her birthday gift.

Ve bu küçük bir soruna yol açıyor.

and that is creating a little bit of a problem.

Hava açıyor. Bir şemsiye getirmeme gerek yoktu.

The weather is clearing up. I needn't have brought an umbrella.

- Bu anahtar neyi açıyor?
- Bu neyin anahtarı?

What does this key unlock?

Neden kadınlar gözlerine makyaj yaparken ağızlarını açıyor?

Why do women open their mouths when they apply makeup to their eyes?

Annesi ona yasaklamasına rağmen çocuk pencereyi açıyor.

- The child is opening the window even though his mother told him not to.
- The child is opening the window even though his mother forbade him to.

Bahar gelince pembe ve beyaz renkte çiçekler açıyor

until spring, when it blossoms in pink and white

Çocuk annesi ona açmamasını söylemesine rağmen pencereyi açıyor.

The child is opening the window even though his mother told him not to.

Onun mikrofonunu açıyor ve sesini alıyor diğer insanlarda duyuyor

she turns on her microphone and gets her voice heard in other people

Yapılan bir araştırmaya göre hızlı yemek obeziteye yol açıyor.

A study showed that eating too fast contributes to obesity.

Diğer yolun aktivasyonu ise olumsuz duygular ve kaçınmalara yol açıyor.

and activating another path can drive negative emotion and avoidance.

Ama aynı zamanda özelleştirilmiş kitlesel gözetlemeye başka bir kapı açıyor.

But it also opens up another door, to privatized mass surveillance.

- Tom bizi dava ediyor.
- Tom bize dava açıyor.
- Tom bizi mahkemeye veriyor.

Tom is suing us.