Translation of "Ağaç" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "Ağaç" in a sentence and their arabic translations:

Ağaç düştü.

سقطت الشجرة.

Tırmanacak ağaç kalmadı.

‫إنها تهرب من الشجرة.‬

O bir ağaç.

هذه شجرة.

Birçok ağaç yıkıldı.

سقطت الكثير من الأشجار.

Bu ağaç oldukça iyi olabilir.

‫يمكن لهذه الشجرة أن تكون صالحة.‬

Bir ağaç kovuğu incelemeye değerdir.

‫يستحق تجويف شجرة تحريه.‬

Vahşi doğada ağaç kovuklarına tünerler.

‫في البرية، تبيت في تجاويف الأشجار.‬

100 milyon ağaç yok oldu

اختفت 100 مليون شجرة

Bu bir Noel ağaç süsü.

هذا تزيين لشجرة عيد الميلاد.

Ön bahçemizde birkaç ağaç diktik.

غرسنا بعض الأشجار في حديقنا الأمامية.

Bu ağaç harika bir gözlem noktası.

‫هذه الشجرة ‬ ‫مكان مرتفع للمراقبة مناسب تماماً.‬

Bu ağaç gibi bir şeyi kullanabiliriz.

‫يمكننا أن نستخدم فقط‬ ‫شيء مثل هذه الشجرة هنا.‬

Ağaç kabuğu hemen yandı, oldukça yanıcı.

‫لحاء البتولا ينتج لهباً كبيراً‬ ‫إنه شديد الاشتعال.‬

Sami arabasını bir ağaç korusuna sakladı.

خبّأ سامي سيّارته بين مجموعة من الأشجار.

Bu durumda kuru ağaç bulmak neredeyse imkânsız.

‫في هذه الظروف يكاد يكون أمراً مستحيلاً‬ ‫أن تعثر على حطب جاف.‬

Bu ağaç kabuğu hemen yandı. Çok yanıcı!

‫لحاء البتولا ينتج لهباً كبيراً‬ ‫إنه شديد الاشتعال.‬

Geceleri... ...ormanın ağaç örtüsü fantastik yaratıklarla canlanır.

‫ليلًا،‬ ‫تحيا ظلال الأدغال بوحوش مذهلة.‬

Bir çok ağaç meyve ve çiçek görebiliriz

يمكننا أن نرى العديد من الأشجار والفواكه والزهور

O kişi, kedimin ağaç üzerinde yaşadığını düşünüyor.

ذاك الشخص يظن أن قطي يعيش على الشجرة.

Dünyanın en kurak çölü olan Atacama'ya ağaç dikebiliriz.

نستطيع زراعة الأشجار في "أتاكاما"، أكثر صحراء جفافاً في العالم.

Her ağaç yılda sadece birkaç gün meyve verir.

‫كل واحدة تحمل الثمار لبضعة أيام سنويًا.‬

Kalın ağaç örtüsünün altında büyümeyen taze çimenle dolu burası.

‫هذه المنطقة العامرة بالعشب الطازج‬ ‫الذي لا ينمو في ظلال الغابات‬

Benekli ağaç kurbağaları, geceleri birbirlerini dâhiyane bir şekilde görüyor.

‫لدى ضفادع الشجر المنقّطة طريقة مبتكرة‬ ‫لرؤية بعضها ليلًا.‬

Ağaç kemirmek için birebir. O esnek tırnağın işlevi vurmayla bitmiyor.

‫مثالية لنحت الخشب.‬ ‫هذا الإصبع المرن لديه دور آخر يلعبه.‬

Belki bir tropik ağaç türü olan gutta percha'yı hiç duymamışsınızdır.

ربما لم تسمع قط عن غوتا بيرشا ، وهو نوع من الأشجار الاستوائية

Ağaç kabuğu daha iyi bir seçim olurdu. Geri dönmemiz lazım, hadi.

‫ربما كان لحاء البتولا خياراً أفضل.‬ ‫يجب أن نعود أدراجنا، هيا.‬

Ağaç örtüsünün altındaki ormanın zeminine ay ışığının sadece yüzde ikisi ulaşıyor.

‫أسفل المظلات،‬ ‫لا يصل من ضوء القمر سوى 2 بالمئة.‬

Bu düşük frekanslı ses ağaç örtüsünden sekip duvarların oluşturduğu seti aşıyor.

‫هذه الأصوات منخفضة التردد تصدح في الظل‬ ‫وتخترق الأشجار.‬

Yeni arabamın üstüne bir ağaç düştü ve onu hurdaya ayırmak zorunda kaldım.

سقطت شجرة فوق سيارتي الجديدة وأجبرت على أخذها لساحة الخردوات.