Translation of "Şişe" in English

Şişe dolu.

- The bottle is full.
- The bottle is empty.

Şişe boş.

The bottle is empty.

Şişe boştu.

The bottle was empty.

Şişe neredeyse dolu.

The bottle is almost full.

Şişe suyum var.

I have bottled water.

Şişe açacağı nerede?

Where's the bottle opener?

Şişe dolu değil.

The bottle isn't full.

Plastik şişe toplarız.

We collect plastic bottles.

Şişe üst rafta.

The bottle is on the upper shelf.

Şişe camdan yapılmıştır.

The bottle is made of glass.

Şişe parçalara bölündü.

The bottle smashed to pieces.

Şişe su içerir.

The bottle contains water.

Üç şişe aldım.

I bought three bottles.

Sepet şişe dolu.

The basket is full of bottles.

- Bana bir şişe su ver.
- Bana bir şişe su verin.
- Bir şişe su ver.
- Bir şişe su verin.

Give me a bottle of water.

- Bir şişe bira ne kadar?
- Bir şişe bira kaça?

How much does a bottle of beer cost?

Şişe su ile doludur.

The bottle is filled with water.

Bir şişe şarap kalmıştı.

There was a bottle of wine left.

İki şişe sipariş verelim.

Let's order two bottles.

Bir şişe viski alalım.

Let's get a bottle of whiskey.

Buzdolabında bir şişe var.

There's a bottle in the refrigerator.

Üç şişe şarap aldım.

I bought three bottles of wine.

Bir şişe şarap açalım.

Let's open a bottle of wine.

İki küçük şişe, lütfen.

Two small bottles, please.

Bir şişe roze, lütfen.

A bottle of rosé, please.

O bir şişe doldurdu.

She filled a bottle.

Üç şişe şarap almalıydık.

- We should've bought three bottles of wine.
- We should have bought three bottles of wine.

İki şişe süt aldım.

I took two bottles of milk.

Birkaç şişe şarap getirdim.

I brought a couple of bottles of wine.

Şişe açacağını nerede saklıyorsun?

Where do you keep your bottle opener?

Bir şişe su lütfen.

A bottle of water, please.

Buzdolabında bir şişe vardır.

There's a bottle in the fridge.

Bir şişe viskim var.

I have a bottle of whiskey.

Bir şişe su istiyorum.

I'd like a bottle of water.

Favori şişe biran nedir?

What's your favorite bottled beer?

Son şişe birayı içmemeliydim.

I shouldn't have drunk that last bottle of beer.

Bir şişe şarabı paylaşalım.

Let's split a bottle of wine.

Bir şişe şarap bırakıldı.

A bottle of the wine was left.

Şişe düştü ve kırıldı.

The bottle fell and broke.

Tom şişe kapakları topluyor.

Tom collects bottle caps.

Bir şişe şarap getirdim.

I brought a bottle of wine.

Kaç şişe bira aldın?

How many bottles of beer did you buy?

Üç şişe şarap getirdim.

I brought three bottles of wine.

- "Başka bir şişe ver", dedi.
- "Bir şişe daha ver", dedi.

"Give me another bottle," he said.

- Bir şişe daha şarap almalıydık.
- Bir şişe daha şarap satın almalıydık.

- We should have bought another bottle of wine.
- We should've bought another bottle of wine.

- Ben bir şişe coca cola istiyorum.
- Bir şişe Coca-Cola istiyorum.

I want a bottle of Coca-Cola.

- Bir şişe şarap daha içelim.
- Hadi bir şişe şarap daha içelim.

Let's drink one more bottle of wine.

Sokaklarda şişe toplayarak karnını doyuruyordu

He was feeding his stomach by collecting bottles on the streets

Bir şişe şarap daha istiyoruz.

We'd like another bottle of wine.

Sanırım bir şişe birayla başlayacağım.

I think I'll start with a bottle of beer.

Bana bir şişe şarap ver.

- Give me a bottle of wine.
- Give me a bottle of wine!

Onun hediyesi bir şişe şarap.

His present is a bottle of wine.

Onlar iki şişe şarap içti.

- They drank two bottles of wine.
- They have drunk two bottles of wine.

O bir şişe şarap içti.

He drank a bottle of wine.

Yarım şişe şarap satın aldım.

I bought half a bottle of wine.

Onlar iki şişe şarap içtiler.

- They drank two bottles of wine.
- They have drunk two bottles of wine.

Tom bir şişe şarap ısmarladı.

Tom ordered a bottle of wine.

O bir şişe açacağı mı?

Is that a bottle opener?

Tom bir şişe bira tutuyor.

Tom is holding a bottle of beer.

Tom bir şişe şarap tutuyordu.

Tom was holding a bottle of wine.

Buzdolabında yarım şişe şarap var.

There is a half empty bottle of wine in the fridge.

Bir şişe öksürük şurubu istiyorum.

I would like a bottle of cough mixture.

Yalvarırım bana bir şişe verin!

I beg you, give me a bottle!

Peş peşe üç şişe içti.

He drank three bottles in a row.

Bir şişe kırmızı şarap açtım.

I opened a bottle of red wine.

Tom bir şişe şarap açtı.

Tom opened a bottle of wine.

Tom Mary'ye bir şişe uzattı.

Tom handed Mary a bottle.

Tom Mary'ye boş şişe uzattı.

Tom handed the empty bottle to Mary.

Bir şişe salata yağı aldım.

I bought a bottle of salad oil.

Bir şişe şarap daha, lütfen.

- One more bottle of wine, please.
- Another bottle of wine, please.

Ben bir şişe soda istiyorum.

I'd like a bottle of soda.

Bu iyi bir şişe şarap.

This is a good bottle of wine.

Bir şişe daha şarap getirmeliyiz.

We should bring another bottle of wine.

Bir şişe daha şarap almalıydık.

- We should have bought another bottle of wine.
- We should've bought another bottle of wine.

Bir şişe şampanyaya ne dersin?

How about a bottle of champagne?

Şişe mi yoksa bardak mı?

Bottle or glass?

Tom bir şişe tekila getirdi.

Tom brought a bottle of tequila.

Bunun bir şişe olduğunu düşündüm.

- I thought it was a bottle.
- I thought that it was a bottle.

Tam bir şişe süt içti.

He drank an entire bottle of milk.

John birçok şişe şarap içti.

John drank many bottles of wine.

Bir şişe Coca-Cola istiyorum.

I want a bottle of Coca-Cola.

Bu şişe bir litre alır.

This bottle holds one liter.

Tom üç şişe bira içti.

Tom drank three bottles of beer.

Grasse'tan bir şişe parfümüm var.

I have a bottle of perfume from Grasse.

O, üç şişe bira içti.

He drank three bottles of beer.

On bir şişe bira içtin!

You’ve had eleven bottles of beer!

Buzdolabında duran bir şişe var.

There's a bottle standing in the fridge.

Tom sadece şişe suyu içer.

- Tom drinks only bottled water.
- Tom only drinks bottled water.

Tom Bir şişe şampanya ısmarladı.

Tom ordered a bottle of champagne.

Kırık şişe parçaları üzerinde yürümeyin.

Don't walk on the shards of the broken bottle.

Bir şişe daha şarap getirmeliydik.

- We should've brought another bottle of wine.
- We should have brought another bottle of wine.