Translation of "Parçalara" in English

0.006 sec.

Examples of using "Parçalara" in a sentence and their english translations:

Hareketlerinizi parçalara ayırıp

They're breaking your actions down

O, parçalara ayrıldı.

It fell to pieces.

Bardak parçalara ayrıldı.

The glass was broken to pieces.

Cam parçalara bölündü.

The glass broke to pieces.

Şişe parçalara bölündü.

The bottle smashed to pieces.

Gazeteyi parçalara ayırdı.

I tore the newspaper into pieces.

Ülke parçalara ayrılıyor.

The country's falling apart.

Seni parçalara ayıracaklar!

They will tear you to pieces!

Çocuk radyoyu parçalara ayırdı.

The boy took the radio apart.

O, mektubu parçalara ayırdı.

She tore the letter into pieces.

Çikolatayı küçük parçalara ayırın.

Break the chocolate into smaller pieces.

Bu motoru parçalara ayırmalıyım.

I have to disassemble this engine.

Ben soğanı parçalara bölüyorum.

I'm cutting up an onion.

O, mektubunu parçalara ayırdı.

She tore his letter to pieces.

Tom resmi parçalara ayırdı.

Tom tore the picture into pieces.

Mary resmi parçalara ayırdı.

Mary tore the picture into pieces.

Tom saati parçalara ayırdı.

- Tom took the clock apart.
- Tom took the watch apart.

Bizi parçalara ayırmaya çalışıyorlar.

They're trying to tear us apart.

Tek işleri, tesisi parçalara ayırmak

Their only job was to break the plant apart

Paha biçilmez porselen parçalara ayrıldı.

The priceless china shattered into fragments.

Somon balığını küçük parçalara ayır.

Cut the salmon into small pieces.

O, bir saati parçalara ayırdı.

He took apart a watch.

Konuşmasını özet şeklinde parçalara ayırdı.

She took down the speech in shorthand.

Kabin fırtına tarafından parçalara ayrıldı.

The cabin was torn asunder by the storm.

Cam kase minik parçalara ayrıldı.

The glass bowl broke into tiny fragments.

Kitabımı parçalara ayıran sizin çocuğunuzdu.

It was your child who tore my book to pieces.

Bomba Tom'un arabasını parçalara ayırdı.

The bomb blew Tom's car to smithereens.

Onuda küçücük parçalara ayırıp yuvalarına taşıyorlar

they cut it into small pieces and carry it to their home

Tamir etmek için radyoyu parçalara ayırdım.

I took the radio apart to repair it.

O sadece eğlenmek için parçalara ayırdı.

He took the clock apart just for fun.

Bina üç yıl önce parçalara ayrıldı.

The building crumbled to pieces three years ago.

Büyük, zaman alan görevleri parçalara ayırıyorum.

I break large, time-consuming tasks into chunks.

O patatesleri soyar ve parçalara böler.

He peels the potatoes and divides them into pieces.

Bir arabanın ön camı parçalara ayrıldı.

The front windshield of a car was smashed to pieces.

Tom onu parçalara ayırma kararı verdi.

Tom decided to take it apart.

Sami bir puma tarafından parçalara ayrıldı.

Sami was torn to shreds by a cougar.

Çatıdan düşen fayanslar çok küçük parçalara ayrıldı.

The tiles that fell from the roof broke into very small pieces.

Asteroit, dünya'nın atmosferine girerken küçük parçalara bölündü.

The asteroid broke up into small pieces as it entered Earth's atmosphere.

Ne yazık ki bütün şey parçalara ayrıldı.

Unfortunately, the whole thing fell apart.

O mektubu okuduktan sonra, onu parçalara ayırdı.

After she had read the letter, she tore it to pieces.

Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur.

Cutting a cake into equal pieces is rather difficult.

Uşak geldi ve ağacı küçük parçalara ayırdı.

And the servant came and chopped the Tree into little pieces.

Erişteyi tencereye atmadan önce küçük parçalara ayırın.

Before you put the noodles in the pot, you have to break them up into small pieces.

Ev sahibi, misafirleri için hindi etini parçalara ayırdı.

The host cut the turkey for the guests.

Nasıl çalıştıklarını görmek için aygıtları parçalara ayırmayı seviyorum.

I like to take things apart to see what makes them tick.

Hangisi daha kötü bilmiyorum: parçalara ayrılmak veya boğulmak.

I don't know what's worse: being dismembered or suffocated.

Söylenir ki Flaminius'un bedeni Galyalı askerler tarafından parçalara ayrıldı.

It is said that Flaminius' body was torn to pieces by Gallic soldiers.

Bir saati parçalara ayırmak onu monte etmekten daha kolaydır.

Taking a watch apart is easier than putting it together.

Bomba Tom'un evini parçalara ayırdı. İyi ki o anda evde değildi.

The bomb blew Tom's house to smithereens. Fortunately, he wasn't at home at the time.

- İç organlarını incelemek için bir kurbağayı parçaladık.
- İç organlarını incelemek için bir kurbağayı kesip parçalara ayırdık.

We dissected a frog to examine its internal organs.