Translation of "öpücüğü" in English

0.005 sec.

Examples of using "öpücüğü" in a sentence and their english translations:

Tom'a iyigeceler öpücüğü vermeliydin.

- You should've kissed Tom goodnight.
- You should have kissed Tom goodnight.

Annesine iyi geceler öpücüğü verdi.

She kissed her mother good night.

Tom Mary'ye elveda öpücüğü kondurdu.

Tom kissed Mary goodbye.

Tom çocuklarına elveda öpücüğü verdi.

Tom kissed his kids goodbye.

Biz asla ilk öpücüğü unutmayız.

We never forget the first kiss.

Tom'a veda öpücüğü vermeyi unutma.

Don't forget to kiss Tom goodbye.

Sana elveda öpücüğü kondurmak istiyorum.

I want to kiss you goodbye.

Ona elveda öpücüğü kondurmak istiyorum.

I want to kiss him goodbye.

İyi geceler öpücüğü alabilir miyim?

Can I get a goodnight kiss?

Birbirlerine iyi geceler öpücüğü verdiler.

They kissed each other goodnight.

Karına elveda öpücüğü vermeyi unutma.

Don't forget to kiss your wife goodbye.

Tom genellikle Mary'ye veda öpücüğü verir.

Tom usually gives Mary a kiss goodbye.

Pekala, Tom'a veda öpücüğü vermeyecek misin?

Well, aren't you going to kiss Tom goodbye?

Ah! Onun öpücüğü buzdan daha soğuktu.

Oh! her kiss was colder than ice.

Askerlerden çoğu eşlerine veda öpücüğü verdi.

Many of the soldiers kissed their spouses goodbye.

Tom Mary'ye iyi geceler öpücüğü verdi.

Tom kissed Mary good night.

Çocuklarıma her zaman veda öpücüğü vermem.

I don't always kiss my children goodnight.

Tom, Mary'ye iyi geceler öpücüğü verdi.

Tom kissed Mary goodnight.

Tom çocuklarına iyi geceler öpücüğü verdi.

Tom kissed his children goodnight.

Mary kocasına hoşça kal öpücüğü verdi.

Mary kissed her husband goodbye.

Ne kadar uğraşırsam uğraşayım, o öpücüğü unutamam.

No matter how I try, I can't forget that kiss.

Ben sana bir veda öpücüğü vermek istiyorum.

I want to give you a goodbye kiss.

Tom genellikle Mary'ye bir veda öpücüğü verir.

Tom usually gives Mary a goodbye kiss.

Doğru bir cevap bir sevgi öpücüğü gibidir.

A correct answer is like an affectionate kiss.

Her sabah çocuklarına veda öpücüğü verir misin?

Do you kiss your children goodbye every morning?

Tom'un Mary'ye iyi geceler öpücüğü vermeyeceğini biliyordum.

- I knew that Tom wouldn't kiss Mary goodnight.
- I knew Tom wouldn't kiss Mary goodnight.

Tom her sabah Mary'ye elveda öpücüğü verir.

Tom kisses Mary goodbye every morning.

Tom her zaman Mary'ye günaydın öpücüğü verir.

Tom always kisses Mary good morning.

- Bana bir veda busesi ver.
- Bir veda öpücüğü ver bana.
- Bana bir hoşça kal öpücüğü ver.

Give me a goodbye kiss.

Tom eğildi ve oğluna iyi geceler öpücüğü verdi.

Tom leaned down and kissed his son good night.

Bir iyi geceler öpücüğü olmadan tatlı rüyalar görmeyeceğim.

Without a goodnight kiss I won't have sweet dreams.

Tom ve Mary birbirlerine iyi geceler öpücüğü verdi.

Tom and Mary kissed each other goodnight.

Tom Mary'yi uyandırdı ve ona veda öpücüğü verdi.

Tom woke Mary up and kissed her goodbye.

- Tom'a veda öpücüğü verdin mi?
- Tom'a elveda dedin mi?

Did you kiss Tom goodbye?

Tom Mary'ye veda öpücüğü vermek istedi ama yapmaması gerektiğini biliyordu.

Tom wanted to kiss Mary goodbye, but knew he shouldn't.

- Ben iyi geceler öpücüğü aldım.
- Ben iyi bir gece uykusu aldım.

I got a good night's sleep.

O bana veda öpücüğü verebilirdi ama vermedi ve sadece yürüyerek uzaklaştı.

She could have kissed me goodbye but didn't and just walked away.

Ne Tom ne de Mary bu sabah çocuklarına veda öpücüğü verdi.

Neither Tom nor Mary kissed their children goodbye this morning.

Tom Mary'ye bir hoşça kal öpücüğü vermek istedi ama Mary geri çekildi.

Tom wanted to give Mary a goodbye kiss. However, she backed away.

Tom Mary'ye bir veda öpücüğü vermek istedi ama belki yapmaması gerektiğini düşündü.

Tom wanted to give Mary a goodbye kiss, but he thought maybe he shouldn't.

İlgisizlik bir ilişki için ölüm öpücüğü ise öyleyse rahatlık bir iş için ölüm öpücüğüdür.

If indifference is the kiss of death for a relationship, then complacency is the kiss of death for a business.