Translation of "çekirdeği" in English

Elma çekirdeği yemem.

I don't eat apple cores.

Linux çekirdeği monolitiktir.

The Linux kernel is monolithic.

çekirdeği ise yeniden filizlenmesine

the core is to re-germinate

Ben elma çekirdeği yemeyeceğim.

I won't eat the apple's core.

Ben elma çekirdeği yemem.

I don't eat the apple core.

Dünyanın çekirdeği ay kadar büyük

the core of the earth is as big as the moon

Hiç kayısı çekirdeği yuttun mu?

Have you ever swallowed an apricot pit?

İşlemcinin kaç tane çekirdeği var?

What's the resolution of the screen?

Onlar kart oynarken ayçiçeği çekirdeği yiyorlar.

They eat sunflower seeds while playing cards.

Onun işlemcisinin kaç tane çekirdeği var?

How many cores does its processor have?

Ben ilk kez bir şeftali çekirdeği yutuyorum.

It's the first time I've swallowed a peach pit!

Sert çekirdeği uzak mesafeden uçmasına yardımcı olur,

Its rigid core helps it fly far for distance,

Tom Mary'ye bir torba ayçiçeği çekirdeği uzattı.

Tom handed Mary a bag of sunflower seeds.

Bir hidrojen atomu çekirdeği tek bir protondan oluşur. Bu protonun etrafında tek bir elektron döner.

The nucleus of a hydrogen atom consists of a single proton. Around this proton orbits a single electron.