Translation of "Yemeyeceğim" in English

Bunu yemeyeceğim.

I'm not going to eat this.

Onu yemeyeceğim.

I'm not going to eat that.

Şimdi yemeyeceğim.

I'm not going to eat now.

Ben dondurma yemeyeceğim.

I will not eat ice cream.

Bugün kahvaltı yemeyeceğim.

I won't eat breakfast today.

Ben bunu yemeyeceğim.

- I'm not going to eat it.
- I won't eat it.

Ben beyin yemeyeceğim.

I will not eat brains.

Ben onu yemeyeceğim.

I won't eat that.

Hiçbir şey yemeyeceğim.

I won't eat anything.

Pişirdiğin hiçbir şeyi yemeyeceğim.

I'm not going to eat anything you cook.

Bu patates salatasını yemeyeceğim.

I'm not eating this potato salad.

Seninle akşam yemeği yemeyeceğim.

I'm not having dinner with you.

Bu kadar fazla yemeyeceğim.

I'm not going to eat that much.

Çorbayı yemedim ve yemeyeceğim.

I haven't eaten the soup and I won't.

Ben elma çekirdeği yemeyeceğim.

I won't eat the apple's core.

Bu gece evde yemek yemeyeceğim.

I won't eat at home tonight.

Bir daha asla tavuk yemeyeceğim.

- I will never eat chicken again.
- I'll never eat chicken again.

Bir daha asla et yemeyeceğim.

- I will never eat meat again.
- I'll never eat meat again.

Bu restoranda asla tekrar yemek yemeyeceğim.

I'll never eat at this restaurant again.

Eğer soyulmuş değillerse armutları yemeyeceğim. Onları sevmiyorum.

I will not eat the pears if they are not peeled. I don't like them.

Bu restoranda asla tekrar hiç yemek yemeyeceğim.

I will never, ever eat at this restaurant again.

Ben asla domuz eti yemedim ve asla yemeyeceğim.

I've never eaten pork and I never will.

"Ben onu yemeyeceğim." "Bu senin sorunun. Aç kalacaksın."

"I won't eat that." "That's your problem. You'll remain hungry."