Translation of "çavuş" in English

Çavuş ere şınav çekmesini emretti.

The sergeant ordered the private to do push ups.

Orduda özellikle nefret ettiğim bir çavuş vardı.

There was a sergeant that I particularly hated in the army.

Ve Fransız Devrimi sırasında kıdemli bir çavuş oldu .

time of the French Revolution.

Leyla, ABD silahlı kuvvetlerinde çavuş olarak görev yapıyordu.

Layla was serving as a sergeant in the US armed forces.

Çavuş Dan Anderson polis karakolunun etrafına barikat dikilmesini emretti.

Sergeant Dan Anderson ordered a barricade erected around the police station.

Sert, yetenekli bir çavuş oldu ve Devrim Savaşları'nın oluşumunda yeni bir

He became a tough, capable sergeant, and in the build-up to the Revolutionary Wars, joined