Translation of "çarpıp" in English

0.002 sec.

Examples of using "çarpıp" in a sentence and their english translations:

Yıldırım çarpıp öldü.

He was struck by lightning and died.

Ben vazoya çarpıp onu kırdım.

I knocked over the vase and broke it.

Tom bir arabayla çarpıp kaçma kazasında öldü.

Tom was killed in a hit-and-run accident.

Kuzey Denizi'ndeki Alman savaş gemileri, İngiliz sahil kasabalarına çarpıp baskın düzenledi,