Translation of "Düzenledi" in English

0.009 sec.

Examples of using "Düzenledi" in a sentence and their english translations:

O, odasını düzenledi.

She put her room in order.

Tom çantalarını düzenledi.

Tom packed his bags.

O, odayı düzenledi.

He put the room in order.

Mary masasını düzenledi.

Meg straightened up her desk.

Çiçekleri güzel düzenledi.

She arranged the flowers beautifully.

Tom odasını düzenledi.

- Tom put his room in order.
- Tom cleaned his room.
- Tom tidied up his room.

Tom etkinliği düzenledi.

Tom organized the event.

Toplantıyı kim düzenledi?

Who organized the meeting?

Tom masasını düzenledi.

Tom straightened up his desk.

Bilgisayarında videolar düzenledi.

He edited videos on his computer.

- Bu partiyi Tom düzenledi.
- Tom bu partiyi düzenledi.

Tom organized this party.

O toplantıyı kim düzenledi?

Who organized that meeting?

Avukat benim vasiyetimi düzenledi.

The lawyer drew up my will.

Düşmanlar gece saldırı düzenledi.

The enemies made an attack at night.

Konuşmacı ders notlarını düzenledi.

The speaker organized his lecture notes.

Bütün bunları Tom düzenledi.

Tom orchestrated all of this.

CD'lerini sanatçılarına göre düzenledi.

She organized her CDs by artist.

Onlar burada toplantı düzenledi.

They held the meeting here.

O bir oturum düzenledi.

He held a session.

Tom birçok kitap düzenledi.

Tom has edited many books.

Sami, Leyla'nın cinayetini düzenledi.

Sami arranged Layla's murder.

Tom her şeyi düzenledi.

Tom orchestrated the whole thing.

Bir dizi yıldırım seferi düzenledi.

to consolidate and expand his rule.

Onlar bir kutlama ziyafeti düzenledi.

They held a congratulatory banquet.

Leyla, çocuklarıyla bir buluşma düzenledi.

Layla organized a get-together with her kids.

Tom, Mary'nin evini yeniden düzenledi.

Tom remodeled Mary's home.

Ney, düşmana önemli bir saldırı düzenledi.

Ney led a crucial attack on the enemy.

1395 sonbaharında Osmanlılara ağır saldırılar düzenledi.

on the Ottomans in late 1394 and in the spring of 1395,

O, bir yaz rock festivali düzenledi.

He organized a summer rock festival.

Tom bir son dakika toplantısı düzenledi.

Tom scheduled a last-minute meeting.

Ofis onun için bir anıt düzenledi.

The office held a memorial for him.

Avukatımız imzalamamız için bir sözleşme düzenledi.

Our lawyer drew up a contract for us to sign.

İki pul koleksiyoncusu bir takas düzenledi.

The two stamp collectors arranged a trade.

Tom talimat vermek için toplantı düzenledi.

Tom called the meeting to order.

O, gölün çevresinde bir tur düzenledi.

He conducted us on a tour around the lake.

Komite eğitim sorunu üzerine bir tartışma düzenledi.

The committee held a discussion on the problem of education.

O, o piyano müziğini keman için düzenledi.

He arranged that piano music for the violin.

Polis bazı uyuşturucu satıcılarına karşı saldırı düzenledi.

The police conducted an offensive against some drug dealers.

Tom projeyi mahvetmek için bir komplo düzenledi.

Tom orchestrated a plot to destroy the project.

Polis soyguncuyu yakalamak için bir pusu düzenledi.

The police arranged an ambush to catch the mugger.

Tom bütün ofis için bir piknik düzenledi.

Tom arranged a picnic for the whole office.

Insanlar gücü yeniden düzenledi ve bir bakıma merkezleştirdiler.

people have reorganized and sort of centralized the power.

İmparatorun Waterloo'daki yenilgisinin ardından Davout, Paris'in savunmasını düzenledi

Following the Emperor’s defeat at Waterloo,  Davout organised the defence of Paris,  

Bizim ordu düşmana karşı bir gece baskını düzenledi.

Our army staged a night raid against the enemy.

O birkaç saat önce bir basın toplantısı düzenledi.

He held a news conference a few hours ago.

Bir seyahat acentesi, gezimiz için her şeyi düzenledi.

A travel agent arranged everything for our trip.

Ertesi gün, Lannes ordusu Avusturya merkezine bir saldırı düzenledi,

The next day, Lannes’ corps led  an attack on the Austrian centre,  

... ve daha sonra Aboukir kasabasına başarılı bir saldırı düzenledi.

expedition into Upper Egypt… and later leading  a successful assault on the town of Aboukir.

Tom bugün Mary ile ortak bir basın toplantısı düzenledi.

Tom held a joint press conference with Mary today.

Sami hayal edebileceğiniz her şekilde Leyla'ya cinsel saldırı düzenledi.

Sami sexually assaulted Layla in every way you can imagine.

Belediye Başkanı Tom Jackson, bu ay birkaç kampanya gösterisi düzenledi.

Mayor Tom Jackson held several campaign appearances this month.

Melbourne polisi sansür yasalarını ihlal ettiği için kitapçıya baskın düzenledi.

The Melbourne police raided the bookstore for violating censorship laws.

Kuzey Denizi'ndeki Alman savaş gemileri, İngiliz sahil kasabalarına çarpıp baskın düzenledi,

Macarlara itaat etmenin daha iyi olacağını düşündükleri acil bir toplantı düzenledi

thought it wise to obey the wishes of the Hungarian king,

Brown ikizleri, son zamanlarda her ikisi de evlendi, bir parti düzenledi.

The Brown twins, both of whom got recently married, held a party.

- Tom CD'lerini sanatçılarına göre düzenledi.
- Tom cd'lerini sanatçı adlarına göre dizdi.

Tom organized his CDs by artist.

Soult, dizinden vurulup yakalanana kadar Avusturya hatlarına bir dizi cesur baskın düzenledi

Soult led a series of daring raids on the Austrian lines, until he was shot in the knee

Stephen Hawking bir zamanlar zaman gezginleri için bir parti düzenledi ama kimse çıkıp gelmedi.

Stephen Hawking once held a party for time travelers, but no one turned up.

1960'ta, pek çok protestodan sonra, General Park Chun Lee bir darbe düzenledi ve ülkenin

in 1960, after many protests, General PARK CHUN HEE organized a coup d’etat and took

. Yeni bir On Üçüncü Kolordu düzenledi ve - Napolyon'un Leipzig'deki yenilgisinin ardından - altı aylık bir kuşatmaya dayandı.

Thirteenth Corps, and – following Napoleon’s  defeat at Leipzig - withstood a six-month siege.

25. doğum günümde ablam sürpriz bir parti düzenledi. Bazı erkek striptizcileri görmeye gittik ve çok eğlendik.

On my 25th birthday my sister arranged a surprise party. We went to see some male strippers and had a lot of fun.

- Tom projeyi yok etmek için bir dolap çevirdi.
- Tom projeyi yok etmek için bir entrika çevirdi.
- Tom projeyi yok etmek için bir komplo düzenledi.

Tom schemed to destroy the project.