Translation of "Yıldırım" in English

0.006 sec.

Examples of using "Yıldırım" in a sentence and their english translations:

- Tom yıldırım tarafından çarpıldı.
- Tom'u yıldırım çarptı.

Tom was struck by lightning.

- Tom yıldırım tarafından öldürüldü.
- Tom'u yıldırım çarptı.

Tom was killed by lightning.

Yıldırım hızıyla koştum.

I ran like lightning.

Yıldırım tehlikeli olabilir.

Lightning can be dangerous.

Ağaca yıldırım düştü.

- The tree was struck by lightning.
- Lightning struck the tree.

Evini yıldırım çarptı.

His house was struck by lightning.

Yıldırım kuleyi vurdu.

Lightning struck the tower.

Hastanedeyim. Yıldırım çarptı.

I'm at the hospital. I got struck by lightning.

Yıldırım evini vurdu.

Lightning struck his house.

Beni yıldırım çarptı.

- I got hit by lightning.
- I was struck by lightning.

Yıldırım gökyüzünü aydınlattı.

The lightning lit up the sky.

Onu yıldırım çarptı.

He was hit by lightning.

Onu yıldırım çarpmıştı.

She was struck by lightning.

Yıldırım neredeyse anlıktır.

Lightning is nearly instantaneous.

Yıldırım meşeyi ayırdı.

The thunderbolt split the oak.

Yıldırım çarpıp öldü.

He was struck by lightning and died.

Büyük ağaca yıldırım düştü.

The big tree was struck by lightning.

Yıldırım kuleye isabet etti.

Lightning hit that tower.

Dün eve yıldırım düştü.

The house was struck by lightning yesterday.

Yıldırım kadar hızlı koştum.

I ran as fast as lightning.

Bu ağaca yıldırım düştü.

That tree's been struck by lightning.

Ben yıldırım gibi koştum.

I ran like lightning.

Tom'un evini yıldırım çarptı.

- Lightning struck Tom's house.
- Tom's house was struck by lightning.

Yıldırım Tom'un evini vurdu.

Lightning struck Tom's house.

Tom yıldırım tarafından çarpıldı.

Tom was hit by lightning.

Mary'nin evini yıldırım çarptı.

Mary's house was struck by lightning.

Uzaktan yıldırım flaşları gördüm.

I saw flashes of lightning in the distance.

Yıldırım çarpması sonucu öldü.

He was killed by lightning.

- O, bir yıldırım tarafından üç kez çarpıldı.
- Onu üç kez yıldırım çarptı.
- Üzerine üç kez yıldırım düştü.

He has been struck by lightning three times.

Gecenin içinde yıldırım çakması gibi.

Like a lightning bolt in the night.

Bir dizi yıldırım seferi düzenledi.

to consolidate and expand his rule.

Uzakta bir yıldırım parlaması gördüm.

I saw a flash of lightning far in the distance.

O, yıldırım çarpması sonucu kurtuldu.

He survived being struck by lightning.

Tom'un kullandığı trene yıldırım çarptı.

The train that Tom was riding was hit by lightning.

Yıldırım tarafından çarpılan evi gördüm.

I saw the house struck by lightning.

Fırtına bir sürü yıldırım üretti.

The thunderstorm produced a lot of lightning.

Mary'ye üç kez yıldırım çarptı.

Mary has been struck by lightning three times.

Yıldırım bir fırtına anında oluşabilir.

Lightning can occur during a storm.

Her şey yıldırım hızında oldu.

Everything happened at lightning speed.

Tom'un olduğu uçağı yıldırım çarptı.

- The plane that Tom was on was struck by lightning.
- The plane Tom was on was struck by lightning.

Samet Yıldırım isimli bir takipçimiz ise

A follower named Samet Yıldırım

Alandaki büyük bir ağacı yıldırım çarptı.

A big tree in the field was struck by lightning.

Tom'u yıldırım çarpmasını ve ölmesini diliyorum.

- I wish that Tom would get struck by lightning and die.
- I wish Tom would get struck by lightning and die.

Tom üç kez yıldırım tarafından çarpıldı.

Tom has been struck by lightning three times.

Otuz yıl önce saate yıldırım çarptı.

Thirty years ago, the clock was struck by lightning.

Bir yıldırım uzun boylu ağacı vurdu.

A lightning struck the tall tree.

Ben yıldırım tarafından üç kere çarpıldım.

- I have been struck by lightning three times.
- I've been struck by lightning three times.

O, yıldırım tarafından üç kere çarpıldı.

She has been struck by lightning three times.

Biz üç kez yıldırım tarafından çarpıldık.

We have been struck by lightning three times.

Onlar üç kez yıldırım tarafından çarpıldılar.

They have been struck by lightning three times.

Tom, yıldırım tarafından çarpıldı ve öldü.

Tom was struck by lightning and died.

Kütüphanenin önündeki ağaç yıldırım tarafından vuruldu.

The tree in front of the library was struck by lightning.

Yıldırım beni bir süre için kör etti.

The lighting blinded me for a while.

Yıldırım bazen aynı yere iki kez çakar.

Lightning does sometimes strike the same place twice.

Dün gece gök gürültüsü ve yıldırım vardı.

Last night, there was thunder and lightning.

Sen yıldırım tarafından üç kere çarpıldın, değil mi?

You have been struck by lightning three times, isn't it?

Tom'un evine yıldırım düştü ve temeline kadar yandı.

Tom's house was struck by lightning and burned to the ground.

Ne kadar zorlandığı, Flanagan'ın durduğu vakit Coltrane'in yıldırım gibi

It really becomes apparent how much he struggled, when you hear Coltrane take off at lightning

Norveç'te 300'den fazla geyik, bir yıldırım tarafından öldürüldü.

More than 300 reindeer were killed by a lightning strike in Norway.

Tom'un ahırı geçen sene iki kez yıldırım tarafından çarpıldı.

Tom's barn was struck by lightning twice last year.

Yıldırım geçişinde, kamera çok hızlı hareket eder ve görüntü flulaşır.

In a whip pan, the camera moves so fast that the image becomes blurry.

Ben bunun doğru olduğuna yemin ederim ya da yıldırım beni çarpsın.

I swear that it is true, or may lightning strike me down.

Evet, bir yıldırım çarpması sonucu can kaybı riski de %97 daha az.

Yes, we are 97 percent less likely to be killed by a bolt of lightning.

Hayat düşen bir yıldırım gibidir. Güzelliğin saltanatı tek günlüktür. Hepsi birbirine benzeyen ölülerin kafataslarına bakıp ibret al!

- Life is but a flash of lightning, beauty lasts for a single day! Think about the skulls of the dead that are all alike.
- Life is but a flash of lightning and beauty lasts only a day! Think of the skulls of the dead that all are alike.