Translation of "çadırda" in English

- Çadırda sürekli konuştuk.
- Çadırda konuştukça konuştuk.

In the tent we talked and talked.

Çadırda yatmaya alışkınım.

I'm used to sleeping in a tent.

Bir çadırda uyurdunuz.

You are used to sleeping in a tent.

Çadırda yaşamayı severim.

I love camping out.

Biz bir çadırda uyuduk.

We slept in a tent.

O bir çadırda uyumaya alışkındır.

He is used to sleeping in a tent.

Biz bir çadırda uyumaya alışkınız.

We are used to sleeping in a tent.

Onlar bir çadırda uyumaya alışkın.

They are used to sleeping in a tent.

Çadırda kamp yapmaktan nefret ediyorum.

I hate camping out.

Çok küçük bir çadırda uyuduk.

We slept in a very small tent.

Tom bir çadırda uyumaya alışkın.

Tom is used to sleeping in a tent.

Tom kendi başına çadırda kaldı.

Tom stayed in the tent by himself.

İkimiz de aynı çadırda uyuyabiliriz.

We both can sleep in the same tent.

Ben biraz bir çadırda yaşamaya alıştım.

I've kind of gotten used to living in a tent.

Onlar soğuk kışı o çadırda nasıl geçirecek?

How will they get through the cold winter in that tent?

Yaz okuluna devam ederken nehrin yanında bir çadırda yaşadı.

He lived in a tent next to the river while he attended summer school.

Benim dışımda bir çadırda yaşamayı tercih eden tanıdığım tek kişisin.

You're the only person I know besides me who would prefer to live in a tent.

O, yaz okuluna devam ederken nehrin yanındaki bir çadırda yaşadı.

Tom lived in a tent next to the river while he attended summer school.