Translation of "Alışkın" in Russian

0.012 sec.

Examples of using "Alışkın" in a sentence and their russian translations:

Buna alışkın değilim.

- Я к этому не привык.
- Я к этому не привыкла.

Ona alışkın değilim.

Я к этому не привык.

Tom kazanmaya alışkın.

Том привык выигрывать.

Tom sıcaklığa alışkın.

Том привык к жаре.

İngilizler kuyruklarda durmaya alışkın.

Британцы привыкли стоять в очередях.

Bob, çok çalışmaya alışkın.

Боб привык к тяжёлой работе.

Erken kalkmaya alışkın değilim.

Я не привык рано вставать.

Mary Tom'un karamsarlığına alışkın.

Мэри привыкла к пессимизму Тома.

Tom çok çalışmaya alışkın.

Том привык работать не покладая рук.

Tom zor işe alışkın.

Том привык к тяжёлой работе.

Zor işe alışkın değilim.

- Я не привык к тяжёлой работе.
- Я не приучен к тяжёлому труду.

O buna alışkın değil.

Он к этому не привык.

Ben ona alışkın değilim.

Я к такому не привык.

Biz buna alışkın değiliz.

Мы к этому не привыкли.

Babam seyahat etmeye alışkın.

Мой отец привык путешествовать.

Ben bağrılmaya alışkın değilim.

Я не привык, чтобы на меня орали.

Bu soğuğa alışkın değilim.

Я не привык к такому холоду.

Ben beklemeye alışkın değilim.

Я не привык ждать.

Baharatlı yiyeceğe alışkın değilim.

Я не привык к острой пище.

Biz beklemeye alışkın değiliz.

Мы не привыкли ждать.

Tom seyahat etmeye alışkın.

Том привык путешествовать.

Tom onu yapmaya alışkın.

Том привык это делать.

Bunu yapmaya alışkın değilim.

- Я не привыкла это делать.
- Я не привык это делать.

Karar vermeye alışkın değilim.

Я не привык принимать решения.

- Bu şekilde çalışmaya alışkın değilim.
- Bu tür işe alışkın değilim.

- Я не привыкла к подобной работе.
- Я не привыкла к такой работе.
- Я не привык к подобной работе.
- Я не привык к такой работе.

- Bu adamlar sıkı çalışmaya alışkın.
- Bu adamlar zor işe alışkın.

Эти люди привычны к тяжелой работе.

Mary alay edilmeye alışkın değildir.

Мэри не привыкла к тому, чтобы над ней смеялись.

Ben erken kalkmaya alışkın değilim.

Я не привык рано вставать.

Uzun mesafeleri yürümeye alışkın değilim.

Я не привык ходить пешком на большие расстояния.

Ben böyle davranılmaya alışkın değilim.

- Я не привык к такому обращению.
- Я не привык к тому, чтобы со мной так обращались.

Kahveyi şekersiz içmeye alışkın değilim.

- Я не привык пить кофе без сахара.
- Я не привыкла пить кофе без сахара.

Onlar bir çadırda uyumaya alışkın.

Они привыкли спать в палатке.

Tom bu tür şeye alışkın.

- Том привыкший к таким вещам.
- Том привык к таким вещам.

Tom şehir hayatına alışkın değil.

Том не привык к городской жизни.

Tom şehirde yaşamaya alışkın değil.

Том не привык к городской жизни.

Boston'da yaşamaya hâlâ alışkın değilm.

Я ещё не привык к жизни в Бостоне.

Bu tür yemeğe alışkın değilim.

Я не привыкла к подобной еде.

Henüz buna hâlâ alışkın değilim.

Я всё ещё к этому не привык.

Bu tür soğuğa alışkın değilim.

Я не привык к такому холоду.

Bu tür sıcaklığa alışkın değilim.

Я не привык к такой жаре.

İnsanların kararlarımı sorgulamasına alışkın değilim.

Я не привык к тому, что кто-то подвергает сомнению мои решения.

Tanımadığım insanlarla konuşmaya alışkın değilim.

- Я не привык разговаривать с незнакомыми людьми.
- У меня нет привычки разговаривать с людьми, которых я не знаю.
- У меня нет привычки разговаривать с незнакомыми людьми.

Tom bir çadırda uyumaya alışkın.

Том привык спать в палатке.

Musluk suyu içmeye alışkın değilim.

Я не привык пить воду из-под крана.

Toplum içinde konuşmaya alışkın değilim.

Я не привык говорить публично.

Tom yalınayak yürümeye alışkın değildir.

Том не привык ходить босиком.

Tom geceleri çalışmaya alışkın değil.

Том не привык работать по ночам.

Onlar yazın nemli iklimine alışkın.

- Они привыкшие к влажному летнему климату.
- Они привыкли к влажному летнему климату.

Bütün gece yatmamaya alışkın değilim.

Я не привык не спать всю ночь.

Bu tür yiyeceğe alışkın değiliz.

Мы не привыкли к такой пище.

Tom ayakkabı giymeye alışkın değil.

- Том не привык ходить обутым.
- Том не привык носить обувь.

Tom buradaki yiyeceğe alışkın değil.

- Том не привык к здешней пище.
- Том не привык к местной пище.

Tom bu havaya alışkın değil.

Том не привык к такой погоде.

Bütün gece çalışmaya alışkın değilim.

Я не привык всю ночь работать.

Bu tür şeylere alışkın değilim.

Я к таким вещам не привык.

Ben uzun mesafeler yürümeye alışkın değilim.

Я не привык ходить на дальние расстояния.

Herkesin önünde konuşma yapmaya alışkın değilim.

Я не привык произносить речи на публике.

Bu tür zor işe alışkın değilim.

Я не привык к такой тяжёлой работе.

Tom herkesin önünde konuşmaya alışkın değil.

Том не привык к публичным выступлениям.

Ben hâlâ buradaki yemeğe alışkın değilim.

Я ещё не привык к здешней еде.

Tom göz ardı edilmeye alışkın değil.

Том не привык, чтобы его игнорировали.

Biz sadece henüz buna alışkın değiliz.

Мы к этому просто ещё не привыкли.

Tom bu tür işe alışkın değil.

- Том не привык к подобной работе.
- Том не привык к такой работе.

Tom bu tür havaya alışkın değil.

Том не привык к такой погоде.

Bu kadar erken kalkmaya alışkın değilim.

Я не привык так рано вставать.

- Gece geç saatlere kadar kalmaya alışkın değilim.
- Gece geç saatlere kadar uyanık kalmaya alışkın değilim.

Я не привык засиживаться допоздна.

Hırsız gece geç saatlere kadar yatmamaya alışkın.

Грабитель привык не спать допоздна.

Buna alışkın değilim, bu yüzden biraz zor.

Я не привык к этому, поэтому мне тяжеловато.

Ben bu tür şeyleri yapmaya alışkın değilim.

Я не привык делать такие вещи.

Tom sol direksiyonlu araba sürmeye alışkın değildir.

Том не привык водить леворульную машину.

Henüz Bayan Jackson olarak çağrılmaya alışkın değilim.

Я ещё не привыкла к тому, что меня называют миссис Джексон.

Bir kamp ateşinde yemek yapmaya alışkın değilim.

Я не привык готовить на костре.

Tom bu tür yiyeceklere alışkın olmadığını söyledi.

Том сказал, что не привык к такой пище.

Tom bu kadar soğuk havaya alışkın değil.

- Том не привык к такой холодной погоде.
- Том не привык к такому холоду.

Tom bu tür sıcak havaya alışkın değil.

- Том не привык к такой жаре.
- Том не привык к такой жаркой погоде.

Tom henüz sadece bunu yapmaya alışkın değil.

- Том просто пока не привык это делать.
- Том просто пока не привык этим заниматься.
- Том просто пока не привык к этому занятию.

Tom bu kadar erken kalkmaya alışkın değil.

Том не привык так рано вставать.

Tom bana herkesin içinde konuşmaya alışkın olmadığını söyledi.

Том сказал мне, что не привык выступать публично.

Tom yolun sol tarafında araba sürmeye alışkın değil.

Том не привык ездить по левой стороне дороге.

Tom hâlâ burada şeylerin çalışma tarzına alışkın değil.

Том ещё не привык к тому, как здесь всё устроено.

Jim henüz yolun sol tarafında sürmeye alışkın değil.

Джим еще не привык водить машину по левой стороне дороги.

Tom bu tür soğuk havaya alışkın olmadığını söyledi.

Том сказал, что не привык к такой холодной погоде.

Tom, bu tür sıcak havaya alışkın olmadığını söyledi.

Том сказал, что не привык к такой жаре.

- Tom buna alışkın değil.
- Tom buna alışık değil.

Том к этому не привык.

- O uzun mesafe yürümeye alışkın.
- Uzun mesafeleri yürümeye alışkındır.

Он привык ходить на большие расстояния.

Tom alışkın olduğu şekilde daha fazla yaşamayı göze alamaz.

Том больше не может позволять себе жить в том стиле, в котором привык.

- Bana gülünmesine alışkın değilim.
- Komik duruma düşmeye alışık değilim.

Я не привык, чтобы надо мной смеялись.

- Tek başına yaşıyordu.
- Yalnız yaşamaya alışkın.
- O yalnız yaşamaya alışkındır.

Она привыкла жить одна.

Anlamıyorum ve anlamamaya alışkın değilim. Lütfen onu bir kez daha açıkla.

Я не понимаю, а не понимать я не привык. Пожалуйста, объясни ещё раз.

- O daha kreşe gitmiyor çünkü henüz lazımlığa alıştırmadık.
- Oğlan henüz kreşe gitmiyor çünkü daha lazımlığa alışkın değil.

Он не ходит в детский сад, потому что ещё не приучен к горшку.