Translation of "çıkmadı" in English

0.008 sec.

Examples of using "çıkmadı" in a sentence and their english translations:

Mantar çıkmadı.

The cork would not come out.

Fotoğraf iyi çıkmadı.

The photo didn't come out well.

Söylentiler gerçek çıkmadı.

The rumors were false.

O ortaya çıkmadı.

It didn't come up.

O doğru çıkmadı.

That didn't come out right.

Sonuçlar henüz çıkmadı.

The results aren't out yet.

Tom odasından çıkmadı.

Tom didn't come out of his room.

Sami dışarı çıkmadı.

Sami didn't go outside.

Sonuç çıkmadı ama bilirsiniz ...

It didn't pan out, but you know ...

Bayan Jackson ortaya çıkmadı.

Miss Jackson did not appear.

O, henüz ortaya çıkmadı.

He hasn't appeared yet.

Tom hiç dışarı çıkmadı.

Tom never went out.

Tom asla komadan çıkmadı.

Tom never came out of his coma.

Tom tekrar ortaya çıkmadı.

Tom never turned up again.

Çabalarımızdan hiçbir sonuç çıkmadı.

Nothing has resulted from our efforts.

O hiç dışarı çıkmadı.

He never went out.

Hiçbir şey ortaya çıkmadı.

Nothing came up.

Sanırım Tom ortaya çıkmadı.

- I assume Tom didn't show up.
- I assume that Tom didn't show up.

Çabalarınızdan bir şey çıkmadı.

Your efforts came to nothing.

Tom yukarı bile çıkmadı.

Tom didn't even go upstairs.

Tom henüz sahneye çıkmadı.

- Tom hasn't yet made an appearance.
- Tom hasn't made an appearance yet.

Tom asla biriyle çıkmadı.

Tom has never been on a date.

Tom hiç ortaya çıkmadı.

Tom didn't show up at all.

- Tom epeydir evinden dışarı çıkmadı.
- Tom uzun zamandır kapıdan dışarı çıkmadı.

Tom hasn't been out of his house in a long time.

O, beklenin tersine ortaya çıkmadı.

- She didn't turn up after all.
- She did not turn up after all.

Bundan iyi bir şey çıkmadı.

Nothing good came out of it.

Dün için yağmur tahmini çıkmadı.

The rain forecast for yesterday didn't eventuate.

Hiç kimse seçime karşı çıkmadı.

No one opposed the choice.

Dan üst kata çıkmadı bile.

Dan didn't even go upstairs.

Tom hiçbir yerde dışarı çıkmadı.

Tom appeared from out of nowhere.

Tom hiç Mary ile çıkmadı.

Tom has never gone on a date with Mary.

Hiç kimse o balkona çıkmadı.

No one went out on that balcony.

Tom'un babası ona sahip çıkmadı.

Tom's father has disowned him.

Tom o gece evden çıkmadı.

Tom never left the house that night.

Tom bütün hafta evden çıkmadı.

Tom hasn't left the house all week.

Tom hiç Avustralya'nın dışına çıkmadı.

Tom has never been outside of Australia.

Bildiğim kadarıyla, o henüz yola çıkmadı.

As far as I know, she hasn't departed yet.

Tom hiç Mary gibi biriyle çıkmadı.

- Tom never would've dated someone like Mary.
- Tom never would have dated someone like Mary.

Tom kızıyla çıkmama hiç karşı çıkmadı.

Tom never objected to me dating his daughter.

Tom aslında Mary ile hiç çıkmadı.

Tom didn't actually ever go on a date with Mary.

Tom öğleden sonrasına kadar yataktan çıkmadı.

Tom didn't get out of bed until after noon.

Kış olduğu sürece o dışarı çıkmadı.

As long as it was winter, he did not go outdoors.

Babam hiç ama hiç yurtdışına çıkmadı.

My father has never, ever gone abroad.

O, dün akşamki partide ortaya çıkmadı.

He didn't show up at the party yesterday evening.

Tom geçen hafta sonu dışarı çıkmadı.

Tom didn't go out last weekend.

Sami arabasına bindi ama yola çıkmadı.

Sami got in his car but he didn't drive off.

Onun başkan olarak seçilmesine kimse karşı çıkmadı.

Nobody argued against choosing him as chairman.

Ancak prenses odasında barikat kurdu ve çıkmadı.

However, the princess had barricaded herself in her room and wouldn't come out.

Bebekler geldikten sonra, sık sık dışarıya çıkmadı.

She did not go out often after the babies came.

Türkiye bu yılki Dünya Kupası'nda finale çıkmadı.

Turkey did not qualify in this year's World Cup.

Tom konuşmaya çalıştı ama hiçbir sözcük çıkmadı.

Tom tried to speak, but no words came out.

- Tom henüz görünmedi.
- Tom henüz ortaya çıkmadı.

Tom hasn't shown up yet.

Tom kendisini odasına kilitledi ve dışarı çıkmadı.

Tom locked himself in his room and won't come out.

Tom yağmur yağdığı için arabadan dışarı çıkmadı.

Tom didn't get out of the car because it was raining.

Tom'un ve benim beklediğimiz kişi ortaya çıkmadı.

The person Tom and I were waiting for didn't turn up.

Sami suya girdi ve asla dışarı çıkmadı.

Sami went into the water and never came out.

- Tek kuruş ödemedik.
- Cebimizden tek kuruş çıkmadı.

It didn't cost us a cent.

Benim babam bir defa bile yurt dışına çıkmadı.

My father hasn't gone abroad even once.

Hiç kimse olanların sorumluluğu üstlenmek için ortaya çıkmadı.

No one has come forward to claim responsibility for what happened.

Tom'u üç saat bekledim ama o asla ortaya çıkmadı.

I waited for Tom for three hours, but he never showed up.

Cinayet şüphelisinin olaylarının versiyonları soruşturma memurlarına göre doğru çıkmadı.

The murder suspect's version of events did not ring true to investigating officers.

Tom adı "s" ile biten bir kızla hiç çıkmadı.

Tom has never dated a girl whose name ends with an "s."

- Sami o gece ortaya çıkmadı.
- Sami o gece gelmedi.

Sami didn't show up that night.

- O konu asla ortaya çıkmadı.
- O konu asla gündeme gelmedi.

That topic never came up.

Sınır Tanımayan Doktorlar'ın kurucusu Bernard Kouchner, Irak Savaşı'na karşı çıkmadı.

Bernard Kouchner, who established Medecins Sans Frontieres, did not oppose the Iraq war.

Daha Türkçesi çıkmadı onun Amazon’un Alexa diye başka bir dijital asistanı var.

Amazon also has a digital assistant named Alexa,

- Sami o gece evinden hiç çıkmadı.
- Sami o gece evini hiç terk etmedi.

Sami never left his home that night.

- Tom tüm gün sessizdi.
- Tom'un bütün gün sesi çıkmadı.
- Tom gün boyunca konuşmadı.

Tom was quiet all day.

- "Hatırlamıyor musun?" "Hatırlamaz olur muyum?"
- "Hatırlamıyor musun?" "Aklımdan çıkmadı ki."
- "Hatırlamadın mı?" "Hatırlamaz olaydım."

"Don't you remember?" "Only too well."