Translation of "çıkarıyordu" in English

çıkartma sesi çıkarıyordu.

every time I moved my foot.

O dilini çıkarıyordu.

She was sticking her tongue out.

Herkes yolculuğun tadını çıkarıyordu.

Everyone was enjoying the journey.

Kedi güneşin keyfini çıkarıyordu.

The cat was basking in the sun.

Et korkunç bir koku çıkarıyordu.

The meat was giving off a terrible smell.

Leyla, Kahire'de hayatının tadını çıkarıyordu.

Layla was enjoying her life in Cairo.

Kasap bir öküz leşinin kemiğini çıkarıyordu.

The butcher was deboning a steer carcass.

- Sami sinirlerimi tepeme çıkarıyordu.
- Sami tepemin tasını attırıyordu.
- Sami asfalyamı attırıyordu.
- Sami sinirlerimi zıplatıyordu.
- Sami sigortalarımı attırıyordu.

Sami was annoying the fuck out of me.