Translation of "Kemiğini" in English

Köpek, kemiğini bahçeye gömmekle meşguldü.

The dog was busy burying his bone in the garden.

Kasap bir öküz leşinin kemiğini çıkarıyordu.

The butcher was deboning a steer carcass.

Tom futbol oynarken köprücük kemiğini çıkardı.

Tom dislocated his collarbone while playing football.

O, oyun oynarken köprücük kemiğini çıkardı.

He dislocated his collarbone while playing.

O, düştü ve kuyruk sokumu kemiğini incitti.

He fell and hurt his tailbone.

Tom on üç yaşındayken köprücük kemiğini kırdı.

Tom broke his collarbone when he was thirteen.

Örneğin, ülkenin ekonomisinin bel kemiğini oluştursa da kimse onun

For example, despite the port being the main economic driver in this country, nobody can