Translation of "Çürük" in English

0.011 sec.

Examples of using "Çürük" in a sentence and their english translations:

Elmaların hepsi çürük.

The apples are all rotten.

Sona kalan çürük yumurta.

Last one in is a rotten egg.

Ben çürük dişimi çektirdim.

I got my decayed tooth pulled out.

Bu sadece biraz çürük.

It's just a little bruise.

Bu gıda çürük kokuyor.

This food smells rotten.

Kolumda bir çürük var.

I have a bruise on my arm.

Bütün bu elmalar çürük.

All of these apples are rotten.

Bu elmaların hepsi çürük.

These apples are all rotten.

- Sepette birçok çürük elmalar vardı.
- Sepette bir sürü çürük elma vardı.

There were many rotten apples in the basket.

Çürük bir şeyin kokusunu alıyorum.

I smell something rotten.

Çürük yumurtaların yüzdüğünü biliyor muydun?

- Did you know that rotten eggs float?
- Did you know rotten eggs float?

Sepette birçok çürük elmalar vardı.

There were quite a few rotten apples in the basket.

Tom'un kolunda bir çürük vardı.

Tom had a bruise on his arm.

Dişçi çürük dişimi zorla çekti.

The dentist pulled out my decayed tooth by force.

Tom, Mary'ye çürük yumurta attı.

Tom threw a rotten egg at Mary.

Danimarka devletinde çürük bir şey var.

- There's something rotten in the state of Denmark.
- There is something rotten in the state of Denmark.

Tom çürük elmayı çöp kutusuna attı.

Tom tossed the rotten apple into the garbage can.

Tom'un sağ bacağında bir çürük vardı.

Tom has a bruise on his right leg.

Diş hekimi onun çürük dişini çekti.

The dentist pulled out his decayed tooth.

Tom'un yüzü kötü bir biçimde çürük.

Tom's face is badly bruised.

- Bu ürün çürümüş.
- Bu ürün çürük.

This item is rotten.

Dan oğlunun kalçasının üzerinde bir çürük buldu.

Dan found a bruise on his son's thigh.

Sami'nin sağ gözünün altında bir çürük vardı.

Sami had a bruise under his right eye.

Tom Mary'nin çürük elmayı çöpe atmasını rica etti.

Tom asked Mary to throw the rotten apple into the garbage.

Sözde çürük elma memurları koruyup işlerini geri kazandırabilmelerine dayalı?

to protect and sometimes reinstate so called bad apple officers?

Bazı yumurtalar çürük değildi ama onların geriye kalanı çürüktü.

Some eggs weren't rotten, but the rest of them were.

- Sol bacağımda bir morluk var.
- Sol bacağımda bir yara var.
- Sol bacağımda bir çürük var.

I have a bruise on my left leg.

Üç gündür, bayat bir sandviç, çürük bir elma ve biraz bozuk yoğurt dışında hiçbir şey yemedim.

I haven't had anything to eat for three days other than a stale sandwich, a rotten apple, and some spoiled yogurt.

- Bir kötünün bin iyiye zararı var.
- Bir çürük elma sepetteki tüm elmayı çürütür.
- Üzüm üzüme baka baka kızarır.

One rotten apple spoils the barrel.

- Kır atın yanında duran ya suyundan ya huyundan alır.
- Körle yatan şaşı kalkar.
- Üzüm üzüme baka baka kararır.
- Bir kötünün bin iyiye zararı olur.
- Sepetteki bir çürük elma bütün sepeti çürütür

One bad apple spoils the barrel.