Translation of "Elma" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Elma" in a sentence and their arabic translations:

- Ben bir elma yiyorum.
- Bir elma yiyorum.
- Elma yiyorum.

- آكُل تفاحة.
- آكل تفاحة.

- Kaç tane elma var?
- Kaç elma?
- Kaç elma var?

كم تفاحة؟

Elma yiyorum.

- آكُل تفاحة.
- آكل تفاحة.

- Kaç tane elma var?
- Kaç elma?

كم تفاحة؟

Bir elma yedi.

أكلَت تفاحة واحدة.

Biz elma yiyoruz.

- إننا نأكل التفاح.
- نحن نأكل التفاح.

Elma sever misiniz?

- هل تحب التفاح؟
- هل تحب أكل التفاح؟

Sen elma seversin.

أنت تحب التفاح.

Bu da bir elma.

هذه تفاحة أيضاً.

Şu elma gerçekten lezzetliydi.

كانت تلك التفاحة حقا لذيذة.

O bir elma yiyor.

إنها تأكل تفاحة.

Emily bir elma yedi.

أكلت إيميلي تفاحةً.

Ayı bir elma yiyor.

إنّ الدّبّ يأكل تفّاحة.

Melanie bir elma yiyor.

تأكل ميلاني تفاحةً.

Bu elma çok kırmızı.

- هذه التفاحة شديدة الحمرة.
- هذه التفاحة حمراء جداً.

Sıranın üzerinde bir elma var.

هناك تفاحة واحدة على المكتب.

Bana yarım kilo elma verin.

أعطني نصف كيلو من التفاح.

O, çantasını elma ile doldurdu.

ملأت كيسها بالتفاح.

Tom bana bir elma verdi.

أعطاني توم تفاحة.

Jim elma sevmez, değil mi?

لا يحب جِم التفاح، أليس كذلك؟

Ağaçta birkaç elma var, değil mi?

هناك القليل من التفاح على الشجرة ، أليس كذلك؟

Buzdolabının kapağını açtığımda, bir elma düştü.

وقعت تفاحة عندما فتحت باب الثلاجة.

- Biz elma yiyoruz.
- Biz elmaları yiyoruz.

- إننا نأكل التفاح.
- نحن نأكل التفاح.

Ve neredeyse sekiz yüz çeşit elma yetişiyordu.

وما يقارب 800 صنف من التفاح تنمو في الولايات المتحدة.

Elma ile kitap arasında bir kalem var.

هناك سيالة بين التفاحة و الكتاب.

O çilek, kız kardeşi de elma sever.

هي تحب الفراولة وأختها تحب التفاح.

- Tıpkı babasına benziyor.
- Elma ağacın dibine düşer.
- Babasının oğlu.

- هذا الشبل من ذاك الأسد.
- من شابه أباه فما ظلم.
- الإبن سر أبيه.