Translation of "Yaşamaya" in Dutch

0.010 sec.

Examples of using "Yaşamaya" in a sentence and their dutch translations:

Amerika'da yaşamaya alışıyordum.

Ik begon te wennen aan het wonen in de Verenigde Staten.

Yalnız yaşamaya dayanamıyorum.

Ik kan het niet verdragen om alleen te leven.

- Boston'da yaşamaya alıştın mı?
- Boston'da yaşamaya alıştınız mı?

Ben je er al aan gewend geraakt om in Boston te wonen?

Mayuko yalnız yaşamaya katlanamıyor.

Mayuko kan het alleen leven niet aan.

Yurtta yaşamaya alıştın mı?

Ben je gewend geraakt aan het leven in het studentenhuis?

- Tek başına yaşıyordu.
- Yalnız yaşamaya alışkın.
- O yalnız yaşamaya alışkındır.

Zij is eraan gewend alleen te leven.

Yine aynı şekilde yaşamaya devam etmesi.

terwijl ze gewoon hetzelfde blijven doen.

Karakterlerimin gözünden o dünyada yaşamaya çalışmak

mij in te leven in de wereld van mijn personages

Hayatımın yaşamaya değer olup olmadığını merak ediyorum.

Ik vraag mij af of het leven het leven waard is.

Nasıl tıpkı eski biçimde yaşamaya devam ederdik ki?

hoe kon het dan dat we hetzelfde bleven doen?

Hızlı bir şekilde dönüş yaşamaya, izole olmaya başladım.

En al snel zakte ik steeds dieper weg, eenzaam en alleen.

Bahara sağ çıkarlarsa tek başlarına yaşamaya hazır olacaklar.

Als ze het tot de lente redden, zullen ze zelfstandig worden.

Yepyeni bir gelişme yaşamaya başladım. Güzel, sakin, berrak bir gündü.

Nog dieper in haar wereld kijken. Het was een mooie, rustige, heldere dag.

Benim başından beri büyük bir şehirde yaşamaya hiç niyetim yoktu.

- Ik was van in het begin al niet van plan om in een grote stad te wonen.
- Vanaf het begin was ik niet van plan om in een grote stad te gaan wonen.