Translation of "Yılan" in Dutch

0.010 sec.

Examples of using "Yılan" in a sentence and their dutch translations:

Yılan yaşıyor mu?

Leeft die slang?

Yılan ısırığı öldürücüydü.

De slangenbeet was fataal.

Büyük bir yılan, baksanıza.

Het is een grote, oude slang.

Bu bir çıngıraklı yılan.

Het is een ratelslang.

Yılan bir yumurta yutuyor.

De slang slikt een ei door.

Yılan bir kurbağayı yuttu.

De slang slikte een kikker door.

Bu yılan zehirli değil.

Deze slang is niet giftig.

Tom bir yılan gördü.

Tom zag een slang.

Ben bir yılan gördüm.

Ik zag een slang.

- Dünyadaki en hızlı yılan hangisidir?
- Hangi yılan dünyanın en hızlısıdır?

Welk serpent in het vlugste op aarde?

- Yılan diri mi yoksa ölü mü?
- Yılan sağ mı yoksa ölü mü?
- Yılan yaşıyor mu yoksa öldü mü?

Is die slang dood of levend?

Onu zehirli yılan çukuruna attırdı.

Hij liet hem in een put met giftige slangen werpen.

Dünyadaki en zehirli yılan hangisidir?

Wat is de giftigste slang in de wereld?

Suda bir yılan balığı var.

Er zit een aal in het water.

Tom yılan sokması nedeniyle öldü.

Tom is aan een slangenbeet overleden.

Oradaki deliği gördünüz mü? Yılan deliği.

Zie je dat gat daar? Slangengat.

Şuna bakın! Bu bir çıngıraklı yılan.

Kijk. Het is een ratelslang.

Birkaç yılan, tarantula ve akrep avlayabiliriz

Jagen op slangen, tarantula's en schorpioenen...

"Yılan yıldızları yemeğimi çalıyor." diye düşündü

...dacht ze: oké, slangsterren stelen mijn eten.

Bu adadaki pek çok yılan zararsızdır.

De meeste slangen op dit eiland zijn ongevaarlijk.

Ama yılan zehri bu sıcakta fazla dayanmaz.

Slangengif blijft niet goed in deze hitte.

Çıngıraklı yılan ısırığı ölümcül olabilir. Dikkatli olmalıyız.

Een beet van een ratelslang kan dodelijk zijn. Wees voorzichtig.

Bu çıngıraklı yılan görebiliyor ama gözleriyle değil.

Deze groefkopadder kan zien... ...zonder zijn ogen.

Hangi yılan en uzun zehirli dişe sahiptir?

Welke slang heeft de langste giftanden?

Biz bu akşam kızarmış yılan balığı yiyoruz.

We eten vanavond gebakken aal.

Ve 1972'de ülkenin ilk yılan parkını açtı.

...en in 1972 opende hij het eerste slangenpark van het land.

Burada bir yılan var ve tüm ilaçlar... Mahvolmuş.

Er is een slang, en alle medicijnen... ...zijn geplunderd.

Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.

Altijd spannend, een slangenkuil in.

Bir yılan çukuruna inmek her zaman heyecan vericidir.

Altijd spannend, een slangenkuil in.

Ragnar'ın yılan çukurundaki ölümü neredeyse kesinlikle icat edilmiştir.

De dood van Ragnar in een slangenkuil is vrijwel zeker uitgevonden.

, Ragnar'ın yılan çukurundaki ölümünün tüm hikayesinin daha sonra

zou zijn dat het hele verhaal van Ragnars dood in de slangenkuil later werd verzonnen

"Yılan yıldızlarının yemeğini çalması her zaman sorun olacak."

Ze houdt altijd last van slangsterren die al haar eten inpikken.

Bu küçük ölüm tuzağından daha korkunç yılan az bulunur.

...dat slangen niet veel angstaanjagender worden dan deze kleine dodelijke val.

En çok insan ölümünden sorumlu yılan türü olduğunu söylüyor.

Hij zegt dat deze slang voor meer doden zorgt... ...dan welk ander slangenras dan ook op aarde...

Bir çıngıraklı yılan, bir akrep ve bir tarantula bulacağız.

We jagen op een ratelslang, schorpioen en tarantula.

Çıngıraklı yılan ısırığı ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

Een beet van een ratelslang kan dodelijk zijn. Wees voorzichtig.

İyi işti! Ama yılan zehri bu sıcakta çok dayanmaz.

Goed werk. Slangengif blijft niet lang goed in deze hitte.

Çıngıraklı yılan sokması ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

Een beet van een ratelslang kan dodelijk zijn. Wees voorzichtig.

Çıngıraklı yılan ısırığı ölümcül olabilir, bu yüzden dikkat etmeliyiz.

Een beet van een ratelslang kan dodelijk zijn. Wees voorzichtig.

Kabuğu delip aynı bir yılan gibi içeri zehir bırakıyor

Dan gif erin, als een slang...

Resmi yılan yakalayıcısı, riskli bir ödül için her gün avlanıyor.

...graaft de officiële slangenvanger dagelijks naar gevaarlijke schatten.

Çölün içerisine doğru ilerleyip birkaç yılan, tarantula ve akrep avlayıp

Doorgaan de woestijn in op zoek naar... ...slangen, tarantula's, schorpioenen...

Yerin altındaki yılan çukurlarına ve saklanacak bir sürü yer olan

...ondergrondse slangenkuilen en verlaten stadjes...

Bir giriş daha varmış gibi görünüyor. Yılan içeriye muhtemelen böyle girdi.

Er is een andere ingang. Daar zal de slang wel zijn binnengekomen.

Ne kadar hızlı olduğunuzu düşünseniz de bir çıngıraklı yılan kadar değilsiniz.

En hoe snel je ook bent, je bent niet zo snel als een ratelslang.

Ve işte hazırız. Bir yılan kuyusuna inmek her zaman heyecan vericidir.

Er we zijn er klaar voor. Altijd spannend, een slangenkuil in.

Ne kadar hızlı olduğunuzu düşünürseniz de bir çıngıraklı yılan kadar değilsiniz.

En hoe snel je ook bent, je bent niet zo snel als een ratelslang.

Bir çıngıraklı yılan tarafından ısırılır ve yardım alamazsanız başınız cidden belaya girebilir.

En als je hier door een ratelslang wordt gebeten, en je hebt geen hulp... ...zit je in de problemen.

Bir giriş daha varmış gibi görünüyor. Yılan da içeriye muhtemelen böyle girdi.

Er is een andere ingang. Daar zal de slang wel zijn binnengekomen.

Çıngıraklı yılan ısırığı böyle bir görevin ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatan bir gösterge.

Een beet van een ratelslang herinnert je eraan... ...hoe gevaarlijk een missie als deze is.

Çıngıraklı yılan ısırığı, böyle bir görevin ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatan bir gösterge.

Een beet van 'n ratelslang herinnert je eraan... ...hoe gevaarlijk een missie als deze is.

Yılan çukurunda aslında Ragnar gibi kaba sözcükler kullanabilirsin… bağlılık sözü ile Vöggr gibi

Je kunt eigenlijk vulgaire woorden gebruiken zoals Ragnar in de slangenkuil ... je kunt vuile trucs spelen

Küçük bir yılan olduğu için insanlar "Bir şey olmaz ya" deyip hemen hastaneye gitmiyorlar.

Helaas reageren mensen niet sterk omdat het een kleine slang is.... ...dat komt wel goed en ze gaan vaak niet naar het ziekenhuis.

Bu mağarada yetki sizde. Kararı verin. Çıngıraklı yılan ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

In deze grot heb jij de leiding. Neem een beslissing. Een beet van een ratelslang kan dodelijk zijn. Wees voorzichtig.

Bir sürü yılan yıldızı istilaya geliyor. Ne yapacağından, nasıl başa çıkacağından emin değil gibi.

De grote massa overweldigt haar en ze weet niet wat ze moet doen.

Rom Whitaker bir herpetolojist, ama çok daha ilginç bir unvanı daha var. Hindistan'ın Yılan Adamı.

Rom Whitaker is herpetologist, maar heeft ook een intrigerender titel... ...de slangenman van India.

Hâlâ çölde keşfetmemiz gereken bir sürü yer var. Ama yılan zehri bu sıcakta fazla dayanmaz.

Er is nog een hoop woestijn om te ontdekken. Slangengif blijft niet goed in deze hitte.

Bunun anlamı, kaslarını kullanarak öne atılmaya hazır olduğudur. Ne kadar hızlı olduğunuzu düşünseniz de bir çıngıraklı yılan kadar değilsiniz.

Hij bereidt zich voor zijn spieren te gebruiken en aan te vallen. En hoe snel je ook bent, je bent niet zo snel als een ratelslang.