Translation of "Bindi" in German

0.010 sec.

Examples of using "Bindi" in a sentence and their german translations:

O trene bindi.

Er stieg in den Zug ein.

O, uçağa bindi.

Er ging an Bord des Flugzeugs.

Onlar metroya bindi.

Sie nahmen die U-Bahn.

Tom arabaya bindi.

Tom stieg in den Wagen.

Tom uçağa bindi.

Tom bestieg das Flugzeug.

Tom atına bindi.

Tom stieg auf sein Pferd.

Tom arabasına bindi.

Tom stieg in seinen Wagen.

Tom tekneye bindi.

Tom stieg ins Boot.

O ata bindi.

Sie stieg aufs Pferd.

Tom trene bindi.

Tom stieg in den Zug ein.

Yanlış otobüse bindi.

Er hat den falschen Bus genommen.

Tom otobüse bindi.

Tom stieg in den Bus ein.

- Yanlışlıkla yanlış otobüse bindi.
- Kazara yanlış otobüse bindi.

- Er nahm aus Versehen den falschen Bus.
- Er nahm irrtümlich den falschen Bus.

Hepsi derhal taksiye bindi.

Sie stiegen alle sofort ins Taxi.

Otobüse ilk onlar bindi.

- Sie stiegen als Erste in den Bus ein.
- Sie waren die Ersten im Bus.

O şimdi gemiye bindi.

Er ist jetzt an Bord des Schiffes.

O, aceleyle arabasına bindi.

Er stieg eilig in sein Auto.

Tom yanlış trene bindi.

- Tom ist in den falschen Zug eingestiegen.
- Tom stieg in den falschen Zug ein.

Tom eyersiz ata bindi.

Tom ritt ohne Sattel.

Yanlışlıkla yanlış trene bindi.

- Er nahm aus Versehen den falschen Zug.
- Er nahm versehentlich den falschen Zug.

Yolcuların hepsi gemiye bindi.

Die Passagiere gingen alle an Bord des Schiffes.

Gümrük memurları gemiye bindi.

- Die Zollbeamten kamen an Bord des Schiffes.
- Die Zollbeamten bestiegen das Schiff.

O bir taksiye bindi.

Sie nahm ein Taxi.

Tom motosikletine geri bindi.

Tom stieg wieder auf sein Motorrad.

O bir deveye bindi.

- Sie ist auf einem Kamel geritten.
- Sie ritt auf einem Kamel.

Marie yanlış trene bindi.

Marie ist in den falschen Zug eingestiegen.

Tom yanlış otobüse bindi.

Tom hat den falschen Bus genommen.

Tom ormanda atına bindi.

Tom ritt auf seinem Pferd durch den Wald.

Tom arabasına geri bindi.

Tom stieg wieder in sein Auto.

Tom, Mary'nin arabasına bindi.

Tom stieg in Maries Auto ein.

Arabaya bindi ve uzaklaştı.

Er stieg ins Auto und fuhr weg.

Tom bir deveye bindi.

Tom ritt ein Kamel.

- Taksiye bindi çünkü yağmur yağıyor.
- Yağmur yağdığı için taksiye bindi.

Sie nimmt ein Taxi, weil es regnet.

Bize gülümsedi ve trene bindi.

Er lächelte uns an und stieg in den Zug.

Tom lunapark hız trenine bindi.

- Tom fuhr mit der Achterbahn.
- Tom fuhr mit der Berg- und Talbahn.

Ken kazara yanlış otobüse bindi.

Ken nahm versehentlich den falschen Bus.

O, bisikletine bindi ve uzaklaştı.

- Sie stieg auf ihr Fahrrad und fuhr weg.
- Sie stieg auf ihr Motorrad und fuhr weg.

Tom bisikletine bindi ve uzaklaştı.

Tom stieg auf sein Fahrrad und fuhr davon.

Tom Mary ile arabaya bindi.

Tom stieg mit Maria in den Wagen.

Dan arabasına bindi ve uzaklaştı.

Dan stieg in seinen Wagen und fuhr weg.

Tom ve Mary arabalarına bindi.

Tom und Maria stiegen ins Auto.

Tom motosikletine bindi ve uzaklaştı.

Tom stieg auf sein Motorrad und fuhr davon.

Tom arabaya bindi ve uzaklaştı.

Tom stieg in den Wagen und fuhr davon.

Tom arabasına bindi ve sürdü.

Tom stieg in seinen Wagen und fuhr weg.

Tom arabasına bindi ve uzaklaştı.

- Tom stieg in seinen Wagen und fuhr davon.
- Tom setzte sich in seinen Wagen und fuhr weg.
- Tom stieg ins Auto und fuhr weg.

Üç yolcu daha otobüse bindi.

Noch drei Personen stiegen in den Bus ein.

Bana gülümsedi ve trene bindi.

Er lächelte mich an und stieg in den Zug.

Tom neden o arabaya bindi?

Warum ist Tom in dieses Auto gestiegen?

Tom arabasına koştu ve bindi.

Tom lief zu seinem Wagen und stieg ein.

Los Angeles'a giden bir uçağa bindi.

Er stieg in den Flieger nach Los Angeles.

Tom arabaya bindi ve kapıyı kapattı.

Tom stieg in den Wagen und schlug die Tür zu.

Tom arabaya bindi ve motoru çalıştırdı.

Tom stieg in den Wagen und ließ den Motor an.

Maria arabası bozulduğu için metroya bindi.

Maria fuhr mit der U-Bahn, weil ihr Auto kaputtgegangen war.

Tom kaskını giydi ve bisikletine bindi.

Tom setzte seinen Helm auf und stieg auf sein Rad.

Tom arabanın kilidini açtı ve bindi.

Tom schloss das Auto auf und stieg ein.

Tom motosikletine bindi ve onu çalıştırdı.

Tom stieg auf sein Motorrad und bediente den Anlasser.

Prenses altından yapılmış bir arabaya bindi.

Die Prinzessin fuhr in einer goldenen Kutsche.

Tom arabaya bindi ve onlar uzaklaştı.

Tom stieg in den Wagen, und sie fuhren los.

Tom arabasına bindi ve yola çıktı.

- Tom ist in sein Auto eingestiegen und losgefahren.
- Tom stieg in sein Auto und fuhr los.

Onların her ikisi de arabaya bindi.

Die Beiden stiegen ein.

Tom arabasına bindi ve çabucak uzaklaştı.

Tom stieg in sein Auto und fuhr schnell davon.

Tom okula gitmek için otobüse bindi.

Tom fuhr mit dem Bus zur Schule.

Tom atına bindi ve yola çıktı.

Tom stieg auf sein Pferd und ritt davon.

Tom dün okula giderken bisikletine bindi.

Tom ist gestern mit dem Fahrrad zur Schule gefahren.

Tom arabasına bindi ve eve gitti.

Tom stieg in sein Auto und fuhr nach Hause.

O, istasyona gitmek için bir taksiye bindi.

Er nahm ein Taxi zum Bahnhof.

Tom istasyona gitmek için bir taksiye bindi.

Tom nahm ein Taxi zum Bahnhof.

Tom kaskını giydi ve sonra motosikletine bindi.

Tom setzte seinen Helm auf und stieg dann auf sein Motorrad.

O, hastaneye gitmek için bir taksiye bindi.

Er nahm ein Taxi zum Krankenhaus.

Tom arabasına bindi, kapıyı kapattı ve uzaklaştı.

Tom stieg in seinen Wagen, schloss die Tür und fuhr davon.

Tom otobüse bindi ve soför kapıyı kapattı.

Tom stieg in den Bus ein, und der Fahrer schloss die Tür.

Tom arabaya bindi ve kapıyı çarparak kapattı.

Tom stieg in den Wagen und schlug die Tür zu.

Tom arabasına bindi ve kapıyı çarparak kapattı.

Tom stieg in sein Auto und schlug die Wagentür zu.

Tom Mary ile arabaya bindi ve uzaklaştı.

Tom stieg mit Maria in den Wagen, und die beiden fuhren davon.

O, treni kaçırmamak için bir taksiye bindi.

Er nahm ein Taxi, um seinen Zug nicht zu verpassen.

Annem gibi bazıları da Büyük Göç vagonuna bindi --

Einige wie meine Mutter haben sich dem grossen Migrationszug angeschlossen --

Kimin kayığına bindi? ya da hiç gitmedi mi?

Wer ist auf sein Boot gestiegen? oder ist er nie gegangen?

Otobüse bindi ve ön tarafta bir koltuğa oturdu.

Sie stieg in den Bus und setzte sich auf einen der vorderen Plätze.

Tom bir ata bindi ve Mary'yi takip etti.

Tom stieg auf ein Pferd und folgte Maria.

Tom ve Mary her ikisi de arabaya bindi.

Tom und Maria stiegen beide in den Wagen.

Tom Mary'yi yanağından öptü ve sonra onun arabasına bindi.

Tom gab Maria einen Kuss auf die Wange und stieg dann in seinen Wagen.

Tom Mary'ye bir öpücük yolladı, arabasına bindi ve uzaklaştı.

Tom hauchte Maria einen Kuss zu, stieg in seinen Wagen und fuhr davon.

Tom asansöre bindi ve üçüncü kat için düğmeye bastı.

Tom betrat den Fahrstuhl und drückte den Knopf für den zweiten Stock.

Tom en son ne zaman tek tekerlekli bisiklete bindi?

Was hast du Tom das letzte Mal auf einem Einrad gesehen?

- Onun tepesi attı.
- O, küplere bindi.
- O, çok sinirlendi.

Ihm riss der Geduldsfaden.

- O, hastaneye giden bir taksiye bindi.
- O, hastaneye gitmek için bir taksiye bindi.
- O, hastaneye gitmek için bir taksi tuttu.

Sie nahm ein Taxi zum Krankenhaus.

- Tom çantalarını bagaja koydu, sonra arabaya bindi ve arabayla uzaklaştı.
- Tom çantalarını bagaja koydu, sonra arabaya atladı ve uzaklaştı.

Tom stellte seine Taschen in den Kofferraum, sprang in den Wagen und fuhr los.