Translation of "Dışı" in Dutch

0.005 sec.

Examples of using "Dışı" in a sentence and their dutch translations:

Fazlasıyla gerçek dışı.

Het was te onwerkelijk.

Bu sıra dışı.

- Dat is ongebruikelijk.
- Dat is ongewoon.

Bu ahlak dışı.

Dit is immoreel.

Asansör hizmet dışı.

- De lift is buiten werking.
- De lift is kapot.

çağ dışı patent sistemi.

dat Amerika tracht te exporteren naar de rest van de wereld.

Bu sıra dışı bir şey.

Dit is buitengewoon.

Bu yasa dışı parayla da

En met dit illegale geld

Onlar Tom'u sınır dışı ettiler.

- Ze hebben Tom uitgezet.
- Ze hebben Tom gedeporteerd.

Vatan hainleri sınır dışı edilecek.

Verraders zullen gedeporteerd worden.

- O ahlak dışı.
- Bu ayıp.

Het is onzedelijk.

Yasa dışı uyuşturucu asla kullanmam.

- Ik gebruik nooit illegale verdovende middelen.
- Ik gebruik nooit illegale drugs.

- Asansör bozuk.
- Asansör hizmet dışı.

- De lift is buiten werking.
- De lift is kapot.

Yasa dışı madde kullanıyor musunuz?

- Gebruikt u verboden middelen?
- Gebruik je verboden middelen?

Oldukça sıra dışı şeyler görmeye başladım.

Ik begon bijzondere dingen te zien.

O, yasa dışı bir eylem yaptı.

- Hij overtrad de wet.
- Hij handelde illegaal.
- Hij ging illegaal te werk.

Programcılar henüz dünya dışı varlıkları ortaya çıkarmadı.

De programmeurs hebben er gewoon nog geen aliens in geprogrammeerd.

Amerika kıtasında çok sıra dışı kabul edildik.

...gezien als een afwijking in Amerika.

Sıra dışı bir şeyin eşiğinde olduğunu hissediyorsun.

Je bent vlak bij iets buitengewoons.

Sıra dışı bir şeyin kokusunu alıyor musun?

Ruik je niets vreemds?

Dünya dışı medeniyetlerin yaz aylarında başlamış olması gerekirdi.

Buitenaardse beschavingen kunnen in de zomermaanden zijn begonnen.

Kimilerine göre gezegenimizi dünya dışı zekâyla paylaşıyoruz bile.

Sommigen zeggen dat we onze planeet al delen met buitenaardse intelligenties.

Bugün okulda sıra dışı bir şey oldu mu?

Is er vandaag iets ongewoons gebeurd op school?

Rüzgâr yüzünden ses duyamadığından sıra dışı gece görüşüne sarılmalı.

Ze moet nu vertrouwen op haar uitzonderlijke nachtzicht.

Gecenin sıra dışı zorluklar ve benzersiz fırsatlarla dolu olduğunu...

...en onthullen dat de nacht vol bijzondere uitdagingen zit...

O an sıra dışı bir şeye şahit olduğumu bilmiyordum.

Ik wist toen nog niet dat ik iets bijzonders had gezien.

Ama bacanın önemini kavrayan yerel halk bacayı devre dışı bırakmış.

Maar de inwoners hebben de schoorsteen om deze reden buiten gebruik gesteld.

Ve sıra dışı, titrek, dalgalı, elbiseli ve yaşlı bir kadın oluyor.

...in een buitengewone, wiebelige, oude dame in een jurk.

- Biri tuhaf bir şey fark etti mi?
- Olağan dışı bir şeyler fark eden oldu mu?

Heeft iemand iets vreemds opgemerkt?

- Tom'un günün bu vaktinde burada olması çok olağandışı.
- Tom için günün bu saatinde burada olmak çok sıra dışı.

Het is erg ongebruikelijk voor Tom om hier op deze tijd van de dag te zijn.

Biz ve sovyetler nükleer yıkımın alışılmış tehditiyle yüz yüzeyiz ve hem kapitalizmin hem komunizmin nükleer bir savaşla mücadele etmesi olasılık dışı.

Zowel wij als de Sovjets staan voor de gemeenschappelijke dreiging van nucleaire vernietiging en de kans dat het kapitalisme of het communisme een kernoorlog zal overleven is nihil.