Translation of "Alamam" in Dutch

0.005 sec.

Examples of using "Alamam" in a sentence and their dutch translations:

Bunu alamam.

Ik kan dit niet aan.

Tekrar yakalanmayı göze alamam.

Ik kan niet riskeren weer gepakt te worden.

Yeni bir arabayı göze alamam.

Ik kan mij geen nieuwe auto veroorloven.

Ben onu hiç ciddiye alamam.

Ik kan het helemaal niet serieus nemen.

Bir araba almayı göze alamam.

Ik kan me niet veroorloven een auto te kopen.

Onu senin için satın alamam.

Ik kan dat niet voor je kopen.

O kadar çok ödemeyi göze alamam.

Ik kan me niet veroorloven zoveel te betalen.

Pahalı bir araba almayı göze alamam.

Ik kan mij niet veroorloven een dure auto te kopen.

Böylesine pahalı bir arabayı almayı göze alamam.

Ik kan me niet veroorloven om zo'n dure auto te kopen.

Bir çalışan arar ve ben de ödeme alamam.

...op de lijst en word ik niet betaald.

O gitar o kadar pahalı ki onu satın alamam.

- Die gitaar is zo duur dat ik hem niet kan kopen.
- Die gitaar is zo duur dat ik ze niet kan kopen.

Ben böylesine pahalı bir restoranda yemek yemeği göze alamam.

- Ik kan het mij niet veroorloven om in zo'n duur restaurant te eten.
- Ik kan het mij niet veroorloven in zo een duur restaurant te eten.

Ben bu sene tatile gitmeyi göze alamam çünkü beş parasızım

Ik kan me dit jaar niet veroorloven op vakantie te gaan, omdat ik blut ben.

- Ziyan edecek tek kuruşum yok.
- Tek bir yeni boşa harcamayı göze alamam.

Ik kan het me niet veroorloven om ook maar één yen te verspillen.

- Yeni bir bisiklet almayı göze alamam.
- Yeni bir bisiklet almaya bütçem elvermez.

Ik kan me geen nieuwe fiets veroorloven.

- Yeni bir arabayı göze alamam.
- Yeni bir arabaya gücüm yetmez.
- Yeni bir arabaya param yetmez.

Ik kan mij geen nieuwe auto veroorloven.

- Kullanılmış bir araba almayı göze alamam.
- İkinci el araba almaya param yetmez.
- İkinci el araba alacak param yok.

- Ik kan me niet veroorloven een tweedehands auto te kopen.
- Ik kan me niet permitteren een tweedehandsauto te kopen.

- Ben kullanılmış bir araba satın alma gücüne sahip değilim.
- Kullanılmış bir araba almam çok zor.
- Kullanılmış bir araba satın alamam.

- Ik kan me niet veroorloven een tweedehands auto te kopen.
- Ik kan me niet permitteren een tweedehandsauto te kopen.

Eğer su tabancası istiyorsan sadece para biriktirmek ve onu kendin almak zorunda kalacaksın. Senin için sürekli oyuncaklar alamam. Verecek param yok.

Als je dat waterpistool wilt hebben, moet je er zelf maar voor sparen. Ik kan geen speelgoed voor je blijven kopen. Het geld groeit niet op m'n rug.