Translation of "Kardeşi" in Chinese

0.006 sec.

Examples of using "Kardeşi" in a sentence and their chinese translations:

Kardeşi gibi değil.

他并不像他哥哥那样。

- Seiko'nun hiç kız kardeşi yok.
- Seiko'nun kız kardeşi yok.

Seiko 沒有姐妹。

Üç erkek kardeşi vardır.

- 他有三个哥哥。
- 他有三名兄长。

Tom'un hiç kardeşi yok.

Tom沒有兄弟姊妹。

Onun erkek kardeşi çok çalışır.

他的哥哥很用功讀書。

Ann'in hiç kız kardeşi yok.

安沒有姐妹。

Babam beş tane kardeşi vardır.

我父親有五個兄弟姐妹。

O Tom'un erkek kardeşi olmalı.

他一定是湯姆的兄弟。

Ann'in bir kız kardeşi yok.

安沒有妹妹。

Erkek kardeşi kadar hızlı yüzebilir.

她能和她哥哥游得一樣快。

- Tom'un hiç erkek kardeş veya kız kardeşi yoktur.
- Tom'un hiç kardeşi yoktur.

Tom沒有兄弟也沒有姊妹。

Mary, ben Joe'nun erkek kardeşi David.

瑪麗,這是喬的兄弟大衛。

Oyuncağı kendi kız kardeşi gibi sever.

她像喜爱自己的亲妹妹一样喜欢这个娃娃。

Onun üç tane erkek kardeşi var.

她有三个兄弟。

O beni erkek kardeşi ile tanıştırdı.

她把我介紹給她的弟弟認識。

Ben onu onun erkek kardeşi sandım.

我把他誤認為是他的兄弟。

Onlar onu erkek kardeşi ile karıştırdılar.

他们错把他当成他的兄弟。

O akıllı ve kardeşi de akıllı.

他很聰明,他的兄弟也是。

Tom ikiz bir erkek kardeşi vardır.

Tom有個雙胞胎兄弟。

Oyuncağı küçük kız kardeşi tarafından kırıldı.

她的玩具是被她妹妹弄壞的。

Erkek kardeşi her zaman TV izliyor.

他的弟弟總是在看電視。

Mary kız kardeşi kadar aktif değil.

玛丽没她姐妹活跃。

Onun hiç erkek kardeşi var mı?

他有任何的兄弟嗎?

O, kız kardeşi kadar güzel değil.

她不如她姊姊漂亮。

Onun erkek kardeşi ünlü bir futbolcudur.

- 他弟弟是个有名的足球选手。
- 他哥哥是個有名的足球員。

Ken ve onun erkek kardeşi çok benzerler.

肯和弟弟长得很像。

Bir erkek ve iki kız kardeşi var.

他有一个兄弟和两个姐妹。

Küçük erkek kardeşi önceki gün Şanghay'a gitti.

他弟弟前天去上海了。

Babamın beş erkek ve kız kardeşi var.

我父親有五個兄弟姐妹。

Mary küçük kız kardeşi kadar güzel değil.

玛丽比妹妹不如漂亮。

George'un kız kardeşi bana biraz sandviç yaptı.

喬治的妹妹為我做了些三明治。

Onun Tokyo'da yaşayan bir erkek kardeşi var.

他有个住在东京的兄弟。

Bu, Mary, erkek kardeşi ve ebeveynlerinin evi.

这是玛丽、他兄弟以及他们父母的房子。

O, küçük kız kardeşi kadar dakik değil.

與她的妹妹相比,她不是很準時。

Tom kuşkonmaz yer fakat erkek kardeşi yemez.

湯姆吃蘆筍,但是他弟弟不吃。

Onun küçük kız kardeşi tanınmış bir televizyon yıldızıdır.

他妹妹是個著名的電視明星。

Erkek kardeşi ile karşılaştırıldığında, o çok akıllı değil.

和他的弟弟相比,他不够聪明。

Kız kardeşi ile karşılaştırıldığında o çok dakik değil.

與她的妹妹相比,她不是很準時。

Ally ikiz kız kardeşi Anne ile oynamayı seviyor.

Ally喜欢和她的双胞胎妹妹Anne一起玩。

Onun küçük erkek kardeşi ünlü bir futbol oyuncusu.

他弟弟是个有名的足球选手。

Mike ve kız kardeşi Fransızca konuşabilirler fakat onlar Japonca konuşamazlar.

麦克和他妹妹会说法语,但不会说日语。

O dürüst ve çalışkandır ama erkek kardeşi bunların tam aksidir.

他既诚实又勤劳,而他的弟弟正好相反。

- Ben onun kız kardeşini Ann zannettim.
- Ann'i kız kardeşi sandım.

我把安誤認為是她姊姊了。

- Onun her iki kız kardeşi de güzeldir.
- Kardeşlerinin ikisi de güzel.

他兩個姐妹都很漂亮。