Translation of "Hayatta" in Chinese

0.003 sec.

Examples of using "Hayatta" in a sentence and their chinese translations:

O, hayatta kalacak.

他會倖存。

Leyla hayatta kalacak.

蕾拉会活下来的。

Su olmazsa hayatta kalamayız.

没有水,我们无法生存。

Tom hâlâ hayatta olabilir.

汤姆可能还活着。

Hala hayatta mısın, Sysko?

你还活着,斯斯克?

- Herkes hayatta.
- Herkes yaşıyor.

所有人都是活着的。

Hayatta daha önemli şeyler var.

人生里有更重要的事情。

Çalışkan kişi hayatta başarılı olacaktır.

勤劳的人将在生活中获得成功。

Oğlunun hâlâ hayatta olduğuna inanıyor.

她相信自己的儿子还活着。

İnişler ve çıkışlar vardır hayatta.

生活中有高低起伏。

Keşke o şimdi hayatta olsa.

好希望她还活着。

Bütün hayatta kalma umudundan vazgeçtim.

我放棄了所有生存的希望。

- Oğlumun hâlâ hayatta olduğunu düşünmek elimde değil.
- Oğlumun hâlâ hayatta olduğunu düşünmeden edemiyorum.

我不禁想我的儿子一直都在生。

O, köyde hayatta kalan tek kişi.

他是村子里面唯一在世的人。

O hâlâ bir yerlerde hayatta olabilir.

他可能還在世界的某一個角落裏生存着。

Tek bir kişi bile hayatta değil.

一个幸存者都没有。

- Bu hâlâ hayatta.
- Bu hâlâ yaşıyor.

這一個還活著。

Kazanın tek hayatta kalanı bir bebekti.

这场灾难的唯一幸存者是一个婴儿。

98 yolcudan ancak 3'ü hayatta kaldı.

98名乘客只有3人生还。

Gıda, giyim ve barınak hayatta kalmanın temelleridir.

衣食住是生存的基础。

Tom hayatta kalmak için ne gerektiğini anlıyor.

汤姆明白生存的代价。

Babam, hayatta olmamın en önemli şey olduğunu söylüyor.

爸爸说,最重要的是我活着。

Onun ölü mü yoksa hayatta mı olduğunu bilmiyorum.

我不知道他活着还是死了。

Emniyet kemerini takıyor olsaydı Tom hala hayatta olacaktı.

要是汤姆系上安全带的话,他就不会死的。

Hayatta kalanlar açlıktan ölmek üzereyken bir adada bulundu.

幸存者在一个岛上被找到了,正因饥饿频临死亡。

Eğer doktorunun tavsiyesini dinlediyse, o hâlâ hayatta olabilir.

如果他听了他医生的建议,他可能还活着。

Hava kirliliği, bizim hayatta kalmamız için bir tehdit olacaktır.

空气污染将会威胁我们的生存。

Bana üzgün biçimde "Hayatta olup olmamam gerektiğinden emin değilim" dedi.

他难过的对我说: "我很犹豫我是否应该活下来".

O mevkideki bir kitapçı hayatta kalmak için yeterli para para kazanmaz.

那個地點的書店無法賺足夠的錢生存下去。

O süpermarkete giderseniz, günlük hayatta kullandığınız pek çok şeyi satın alabilirsiniz.

你去那個超級市場,幾乎甚麼日用品都買得到。