Translation of "ünlü" in Chinese

0.015 sec.

Examples of using "ünlü" in a sentence and their chinese translations:

Ünlü değilim.

- 我没名气。
- 我不出名。

O ünlü oldu.

他出名了。

Ünlü piyanist gülümsedi.

著名的钢琴家露出了微笑。

Picasso ünlü bir sanatçıdır.

- 毕加索是个有名的艺术家。
- 毕加索是一个有名的画家。

O ünlü bir şarkıcıdır.

她是一个著名的歌手。

Tom senden daha ünlü.

湯姆比你有名。

O birden ünlü oldu.

- 她突然出名了。
- 她一舉成名。

O ünlü bir bestecidir.

他是一位著名的作曲家。

Belki o ünlü olmayacak.

也許他不會成名。

- Onun oğlu ünlü bir piyanist oldu.
- Oğlu ünlü bir piyanist oldu.

他的兒子成為了一位著名鋼琴家。

Taro, üçünün en ünlü olanıdır.

太郎是三人之中最有名的。

O ünlü bir şarkıcı oldu.

他成为了著名的歌手。

O olay onu ünlü yaptı.

這起事件使他一舉成名。

O iş onu ünlü yaptı.

那件事情使他一舉成名。

Cambridge dünyanın en ünlü üniversitesidir.

世界上的大学以剑桥最为有名 。

O, ünlü bir beyzbol oyuncusudur.

他是一位著名的棒球選手。

Ubuntu ünlü bir Linux dağıtımıdır.

Ubuntu是一个流行的Linux发行版。

Gelecekte ünlü bir sanatçı olacak.

她将来会是一个有名的艺术家。

- Balık ve patates kızartması en ünlü İngiliz yiyeceğidir.
- Fish'n'chips, en ünlü İngiliz yemeğidir.

英国的食物以炸鱼排加炸薯条最为有名。

Picasso herkesin bildiği ünlü bir sanatçıdır.

毕加索是个人尽皆知的著名艺术家。

Bir sürü ünlü kişi buraya gelir.

許多名人來這裡。

Belki de o asla ünlü olmayacak.

他可能永远不成名。

Sahnede hiç ünlü müzisyenler var mı?

舞台上有著名音乐家吗?

Onun ünlü bir aktris olduğunu duyuyorum.

我聽說她是個有名的演員。

Maria Callas ünlü bir opera şarkıcısıydı.

Maria Callas 以前是一位著名歌剧演员。

Küçükken ünlü olacağımı hiç hayal etmemiştim.

我小的时候从没想过自己会出名。

Onun erkek kardeşi ünlü bir futbolcudur.

- 他弟弟是个有名的足球选手。
- 他哥哥是個有名的足球員。

Ünlü bir mimar bu evi inşa etti.

- 一个有名的建筑师造了这个房子。
- 一个有名的建筑师造了这栋房子。

Oyuncu olmasının yanında o ünlü bir ressamdı.

她不但是一个演员,她还曾是一个著名的画家。

Fransızcanın Japoncadan daha çok ünlü harfleri var.

法语的元音比日语的多得多。

Tufts Üniversitesi Boston'da çok ünlü bir okul.

塔夫斯大學是波士頓一家十分有名的大學。

Cesurca yaptığı işler, onun ünlü olmasını sağladı.

他英勇的行为带给了他光荣。

John Motson en ünlü İngiliz yorumculardan biridir.

约翰莫斯顿是英国最有名的评论员之一。

Fransızcada Japoncadan çok daha fazla sayıda ünlü vardır.

法语的元音比日语的多得多。

Babası ünlü bir piyanist olan bir arkadaşım var.

我有一個朋友,他的父親是位名鋼琴家。

Babası ünlü bir romancı olan bir arkadaşım var.

我有一位父亲是著名小说家的朋友。

Onun küçük erkek kardeşi ünlü bir futbol oyuncusu.

他弟弟是个有名的足球选手。

- O ünlü bir ressam.
- O meşhur bir ressam.

他是個著名的畫家。

- Kendisi Japonya'daki en meşhur şarkıcılardandır.
- Japonya'daki en ünlü şarkıcılardan biridir.
- O, Japonya'daki en tanınmış şarkıcılardan biridir.

他是日本最有名的歌手之一。