Translation of "Belki" in Chinese

Belki gideceğim, ve belki gitmeyeceğim.

也許我會去，也許我不會。

Belki konuşmalıyız.

大概我们需要交谈。

Belki başaracaksın.

也許你會成功。

Belki haklısın.

也许您有道理。

Sanırım belki haklısın.

我猜想你可能是对的。

Belki de taşınmalısın.

你可能該動一動。

Belki sadece vazgeçmelisin.

可能你应该放弃。

Belki sen haklısın.

也许您有道理。

Belki de haklısınız.

也许您有道理。

Belki gelecek sefer.

也许下一次吧。

O belki meşguldür.

他可能忙。

Belki yarın yağmur yağacak.

也許明天會下雨。

Belki de çok çalışıyorsunuz.

可能你工作得太拼命？

Belki de treni kaçırdı.

他可能错过了火车。

Belki o buna değdi.

可能是值得的。

Belki o ünlü olmayacak.

也許他不會成名。

Belki sadece bir aptalım.

可能我就是個傻子。

Sanırım belki Tom haklıydı.

我認為湯姆可能是對的。

Belki Tom sadece sinirlendi.

可能汤姆紧张了。

Belki sana yardım edebileceğim.

我可能能幫你。

Belki de sen şanslısın!

你的運氣算不錯的了！

Belki onlara yardım etmeliyiz.

也許我們應該幫他們一下。

Belki sadece Tom'u kovmalısın.

或许你就应该把汤姆开除掉。

Belki başka bir zaman.

也许下一次吧。

Belki o yarın gelecek.

也許她明天會來。

Belki bu görüş doğrudur.

这个看法可能是正确的。

Belki öğleden sonra yağmur yağacak.

也許下午會下雨。

Belki bizimle gelsen iyi olur.

也許你最好和我們一起來。

Belki onların bir şeyi var.

他们可能有点什么。

Belki bana bir resim çizebilirsin.

你可以给我画张画。

Belki sen onun yardımını arayacaksın.

你也许要寻求他的帮助。

Belki bir ara içki alabiliriz.

要不我们找时间喝一顿。

Belki şimdi onu açmamız gerekiyor.

我們現在可能該打開它。

Belki o iyi bir öğretmen olacak.

也許他會是一個很好的老師。

Belki garip ama, o başarısız oldu.

很奇怪，他失败了。

Belki de o asla ünlü olmayacak.

他可能永远不成名。

Belki de gidip Tom'a yardım etmeliyim.

或許我該去幫湯姆。

Belki gelecek sefer daha çok çalışmalısın.

你下回可能该更努力学习。

Belki de sadece Tom'a gerçeği söylemeliyim.

可能我就該告訴湯姆真相。

Belki birkaçınız hayvanat bahçesinde pandalar gördü.

可能你们中的许多人在动物园都看过熊猫。

Belki de Tom'a yardımcı olmamız gerek.

我们可能要帮汤姆。

Belki de bu web sitesinin yavaş olmasındandır.

可能是因为网速太慢。

Ben mektubu gördüğümü hatırlamıyorum ama belki onu okudum.

我不記得我看過這封信, 但或許我讀過它。

Belki Tom bu tür şeyi yapamayacak kadar çok yaşlı.

也許Tom年紀太大，不適合做這件事。

Belki benim torunum Mars'a ayak basan ilk kişi olacak.

可能我的孙子会是登陆火星的第一人。

Tom 2.30'a kadar burada olabilir fakat sonra, belki olmayabilir.

tom 两点半可能会到，不过，也可能不会

Ben Lyon'dayım, ama belki bir iş bulmak için Paris'e gideceğim.

我在里昂，不过没准去巴黎找工作。