Translation of "Dış" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "Dış" in a sentence and their arabic translations:

Dış koşulların etkisiyle

يذهب هنا وهناك

Dış dünyaya karşı

بالنسبة للعالم الخارجي،

Dış koşullardan bağımsız olarak

التي يمكننا الاعتماد عليها،

Iç ve dış politikamız.

سياساتنا الداخلية والخارجية.

Bazı dış güçlere başvurmadan,

وأنه لدينا القوة لإحداث الفرق في حياتنا،

Dış yüzeyindeki buzul erimeye başlıyor

يبدأ الجليد على سطحه الخارجي بالذوبان

Kendi çevrenizdeki insanların birtakım dış gruplardan

هناك أشياء مثل اعتقاد أن "داخل مجموعتك"

Antlaşma ''Dış uzayın keşfi ve kullanımı

وأصدرت هذه المعاهدة بيانًا جريئًا،

Ve mutsuzluğumuzu da aynı şekilde dış kaynaklardan

وأيضاً عدم السعادة

Bizi dış ögelerden en iyi ne koruyabilir?

‫ما الذي سيوفر خير حماية ضد العناصر؟‬

Hindistan'ın mücevherleri ve dış deniz - hepsi senin!

جواهر الهند والبحر الخارجي - كل شيء لك!

O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir.

هذا السياسي ضليع في الحالات الداخلية و الخارجية .

Akreplerin dış iskeletini kaplayan ince bir katman vardır.

‫تتمتع العقارب بطبقة رقيقة ‬ ‫تغطي هياكلها الخارجية،‬

Akreplerin dış iskeletlerini kaplayan ince bir katman vardır.

‫تتمتع العقارب بطبقة رقيقة ‬ ‫تغطي هياكلها الخارجية،‬

Bu doktora dış dünyayla bir bağlantı olduğunu gösterir.

يعطي ذلك فكرة للطبيب أنه يوجد صلة مع العالم الخارجي.

Onun en dış çevresini ise yer kabuğu çevreliyor

القشرة الخارجية محاطة بقشرة الأرض

Bunun anlamı bir dış gezegenin her iki yörüngesi için

وهذا يعني أن لكل مدارين خارجيين للكوكب،

Vücut ısılarına dış ortama göre ayarlayıp bir köşeye çekilip

تعديل درجة حرارة الجسم حسب البيئة الخارجية وأخذ زاوية

Bu tüylü bir çöl akrebi ve dış iskeletinin nasıl parladığına baksanıza.

‫هذا عقرب صحراوي مُشعر.‬ ‫انظر كيف يضيء الهيكل الخارجي بالكامل.‬

Dış dünyayla olan tek bağ çok yüksekte olan küçük bir pencere.

كانت الصلة الوحيدة بالعالم الخارجي هي شباك صغير في مكان أعلى من أن يُرى.

Kuvvetlerini geriye çekip kampın dış hattında düzgün bir mevzi almalarını sağlıyor.

وقام بسحبهم خارج المخيم

Evde kalmak, kendinizi izole etmek ve dış dünyayla sıfır kontakta bulunmak.

ابق في المنزل، اعزل نفسك، ولا تتواصل مع العالم الخارجي.

Nihayet , savunanlar dış savunmayı terketmek zorunda kaldu ve iç duvarın arkasında toplandı.

في النهاية، كان على المدافعين التخلي عن دفاعاتهم الخارجية والعودة إلى الجدار الداخلي

Ve esnek dış tabakalar bir golfçü deliğe yaklaştığında dönüşü kontrol etmesine izin verir.

وتسمح الطبقات الخارجية المرنة للاعب الجولف بالتحكم في الدوران عند اصطدامه بالقرب من الفتحة.

Taşlar kaydırılarak tepeye kadar çıkarılıyordu inşaat bittikten sonra ise en dış sarmal kısım yıkılarak bugün ki halini alıyor

تم نقل الحجارة إلى أعلى التل ، وبعد الانتهاء من البناء ، تم تدمير الجزء الحلزوني الخارجي وأصبح ما هو عليه اليوم.