Translation of "şehir" in Arabic

0.007 sec.

Examples of using "şehir" in a sentence and their arabic translations:

Şehir uykuda.

المدينة نائمة

Şehir hastanesinden oldukça uzakta

وبعيداً عن أجواء المستشفيات،

Örneğin, yaşadığım şehir Seattle'da

فعلى سبيل المثال، في سياتِل، حيثُ أعيش،

şehir genelinde elektrik kesintisi,

انقطاع التيار الكهربائي على مستوى المدينة،

Şehir, nehirlerin havzasına konuşlanmış,

تقوم على ضفاف هذين النهرين.

Kinetik Şehir diyorum buna.

أدعو هذه المدينة الحركية.

Seni şehir sakinleri yaptı

لقد جعلك من سكان المدن

Tokyo büyük bir şehir.

طوكيو هي قرية كبيرة.

Şehir dışına çıkmanı istiyorum.

أريد أن تخرج من المدينة.

Bu sana bahsettiğim şehir.

هذه هي القرية التي أخبرتك عنها.

Ne güzel bir şehir!

يا لها من مدينة جميلة!

Fakat geçici olarak kısa süreliğine mega şehir olan bir şehir.

لكنها مدينة مؤقتة وسريعة الزوال.

şehir merkezinde haberleri birlikte öğrendik

نتشارك الأخبار في ميدان البلدة،

Herkes için bir şehir oluşturamayız.

إذا لم نستطع الإستماع إليهم.

Kısa süre sonra , şehir düştü.

بعد فترة وجيزة، سقطت المدينة

Kasaba bir şehir haline geldi.

نمت البلدة و أصبحت مدينة.

Şehir yangın tarafından tahrip edildi.

- دمر الحريق المدينة.
- دُمرت المدينة بسبب الحريق.

Şehir her zaman turistlerle kaynıyor.

البلدة دائما ما تدب بالسياح .

Şehir düşman uçakları tarafından bombalandı.

قصفت طائرات العدوّ المدينة.

Oda arkadaşlarımın hepsi şehir dışından.

جميع زملاء صفّي خارج المدينة.

Floransa, İtalya'daki en güzel şehir.

فلورنس هي أجمل مدن إيطاليا.

New York büyük bir şehir.

نيويورك مدينة كبيرة.

Ben şehir merkezinde alışveriş yapıyordum.

كنت أتبضع في وسط المدينة.

Ben bir şehir turu yapıyorum.

أقوم بجولة في المدينة.

Yedi milyon insanın yaşadığı bir şehir

مدينة تعداد سكانها ٧ ملايين نسمة،

Bu şehir zemine çok nazikçe oturtulmuş.

وتقوم هذه المدينة على الأرض بخفة.

Doğruca şehir merkezine çıkan ana yol.

‫طريق رئيسي يقطع وسط المدينة.‬

Nihayet, aydınlatılmamış bir şehir parkı buluyor.

‫أخيرًا،‬ ‫متنزه حضري بلا إضاءة.‬

Şehir gerillasının kurucularıydık. "SIKIYÖNETİM" - COSTA-GAVRAS

ومؤسسي الثوّار المدنيين، "(ستيت أوف سيج) لـ(كوستا غافراس)"

Standart şehir mahkemesiydi, adaletin döner kapısıyla

كانت كأي محكمة مدنية بباب دوّار،

Devamında bir şehir neredeyse yok oluyor

ثم تختفي المدينة تقريبا

'büyük şehir' Konstantinopolis'e saldırmaya cesaret ettiler .

"المدينة العظيمة" ، القسطنطينية.

şehir merkezinde durdurulup kimlik sorulmasına alışmıştık.

إلى أن بدأت الشرطة بحفظ وجوهنا.

Venedik, İtalya Sular üzerinde yükselen şehir

مدينة البندقية، إيطاليا، المدينة العائمة

Venedik'in güzel bir şehir olduğunu söylüyorlar.

يُقال أن البندقيّة مدينة جميلة.

Pizza yemek için şehir merkezine gidiyoruz.

نحن ذاهبون إلى وسط المدينة لنأكل البيتزا.

Şehir merkezinde çok sayıda otel var.

هناك الكثير من الفنادق في وسط المدينة.

Bulunduğum şehir okyanus ile dip dibedir.

مدينتي ملاصقة للمحيط.

Yüzlerce şehir ve kasaba hasar gördü.

تضررت مئات المدن والقرى.

Eski şehir popüler bir turistik yerdir.

المدينة القديمة مقصد سياحي مشهور.

Nara, sakin ve güzel bir şehir.

نارا مدينة هادئة وجميلة.

Ama bu şehir sürpriz bir alternatif sunuyor.

‫لكن هذه المدينة‬ ‫توفر بديلًا مفاجئًا.‬

Ama artık sahil kenarındaki şehir kullanılmaz halde

لكن المدينة على شاطئ البحر لم تعد مستخدمة

Daha öncelerde her şehir kendi saatini kullanıyordu

في الماضي ، استخدمت كل مدينة ساعتها الخاصة

Birçok şehir ve işverenle çalışıyor bu dönemde

العمل مع العديد من المدن وأصحاب العمل في هذه الفترة

Şimdi Birinci Haçlı harika ulaşmıştı Antakya'nın şehir.

في هذه الأثناء, وصلت الحملة الصليبية الأولى الى مدينة أنطاكيا العظيمة.

İyi tahkim edilmiş şehir doğrudan saldırıları püskürttü.

كانت المدينة المحصّنة منيعة بشكل كبير أمام الهجمات المباشرة،

Bu iki şehir aynı trafik kurallarına sahiptir.

كلا المدينتين لديهما نفس قوانين المرور.

Kır yaşamı,şehir yaşamıyla karşılaştırıldığında çok huzurludur.

الحياة الريفية هي الأكثر هدوءًً مقارنةً بحياة المدينة.

Kalabalık bir şehir hastanesinde gece nöbetindeki bir hemşire

ممرضة تعمل مساءً في أحد المستشفيات المزدحمة

7 milyon insana ev sahipliği yapan bir şehir.

مدينة تضم ٧ ملايين نسمة.

Yüzbinlerce insan kılıçtan geçirildi yada köleleştirildi,Şehir yağmalandı

تم تحكيم السيف على الآلاف من الناس وتم بيع العديد كعبيد

Melbourne şehir merkezindeki bu gececi keseli sıçanlar gibi.

‫مثل هذه الأبوسوم الليلية‬ ‫في وسط "ميلبورن".‬

...şehir ışıkları sayesinde 24 saat iş başında olabiliyorlar.

‫إلا أن أضواء المدينة‬ ‫تمكّنها من التحرك على مدار الساعة.‬

...şehir bölgelerinde yaşayanlar insanlardan kaçınmak için gececi olur.

‫إلا أن التي تعيش في المناطق الحضرية‬ ‫تنشط ليلًا لتجنّب البشر.‬

. Örneğin Yemen'de yüksek binalarla dolu bir şehir var

اذا امكن. ففي اليمن مثلاً توجد مدينةٌ كاملةٌ تملؤها المباني

Şehir merkezi Kyoto'da büyük bir trafik sıkışıklığı vardı.

كان هناك ازدحام كبير للسيارات وسط مدينة كيوتو.

Güney Carolina eyaletinde Charleston'da şehir içindeki bir okula gittik.

فذهبنا إلى مدرسة متواضعة في تشارلستون، بولاية كارولينا الجنوبية،

Parslarla ilgili tek bir olumlu şehir efsanesi aklıma gelmiyor.

‫لا أستطيع أن أتذكر‬ ‫أسطورة حضرية إيجابية واحدة حول الفهود.‬

Bu gayri resmi ya da portatif bir şehir değil.

وهذه ليست مدينة غير رسمية أو مدينة تظهر فجأة.

Burası çok ama çok yoğun bir şehir, şimdiyse uykuda.

‫هذه المدينة التي كانت نشطة جداً،‬ ‫هي الآن نائمة،‬

Şehir ortamında refah seviyesi yükselen tek primatlar biz değiliz.

‫لسنا الرئيسيات الوحيدة‬ ‫التي ازدهرت في البيئة الحضرية.‬

Ama onun yerine şehir sakinlerinin %90'ın kaçtığını öğrendi

لاكنه اكتشف ان 90% من سكان مدينة موسكو قد نزحو عن المدينة

Turist danışma merkezi isteyen herkese bir şehir haritası verdi.

اعطى مركز المعلومات السياحية خريطة المدينة لكل من طلبها .

Şehir, ormandaki evlerinin etrafını sardıkça... ...sokaklarda hayatta kalmanın yollarını öğreniyorlar.

‫بانتشار المدينة في موطنها الغابي،‬ ‫بدأت تتعلم كيفية النجاة في الشوارع.‬

Artık karınlarını doyurabilmek için malesef şehir merkezlerine gelmek zorunda kalıyorlar

لسوء الحظ ، يجب عليهم القدوم إلى مراكز المدينة لإطعام بطونهم

Şehir sakinleri günlük rutinlerine devam ederken Sarayda dört tane Moğol elçisinin

كان سكان المدينة يتابعون رتابة حياتهم اليومية، غير مدركين أن في القصر هنالك

Sayısız şehir yerle bir edilmişti ve nüfusları öldürüldü yada esir edildi.

تم هدم مدن عديدة، وقتل سكانها أو استعبادهم

Museviler, Hristiyanlar ve Müslümanlar Kudüs'ün kutsal bir şehir olduğu konusunda hemfikir.

كلّ من اليهود و المسيحيّين و المسلمين يتّفقون أنّ القدس مدينة مقدّسة.

Şehir ışıkları gece gökyüzünü aydınlığa boğduğundan hayvanlar, yıldızlara bakarak yol bulamaz oluyor.

‫بتفوق أضواء المدينة على ضوء سماء الليل،‬ ‫لم يعد بوسع الحيوانات‬ ‫الاهتداء إلى طرقها بالنجوم.‬

Singapur. Tertemiz su yollarına ve iki milyondan fazla ağaca sahip bu bahçe şehir,

‫"سنغافورة"...‬ ‫مدينة خضراء ذات مجار مائية نظيفة‬ ‫وأكثر من 2 مليون شجرة،‬

. New York ve Boston gibi Amerikan şehirleri de dahil olmak üzere birçok şehir

اطلانتس المدفونة تحت مياه المحيط. بالحديث عن مدنٍ كثيرةٍ

- Babam şehir dışında yaşıyor.
- Babam köyde yaşıyor.
- Babam kırsalda yaşıyor.
- Babam taşrada yaşıyor.

والدي يعيش في الريف.

Şehir çok ağır tahkimliydi. Bayır ve uçurumların en dik yerinde , çevre ovadan oldukça yüksek bir yerdeydi.

كانت المدينة محصنة بشدة، إذ تقع فوق منحدرات شديدة الانحدار، مرتفعة فوق السهل المحيط