Translation of "İleri" in Arabic

0.013 sec.

Examples of using "İleri" in a sentence and their arabic translations:

Hadi ileri gidelim.

‫لنتابع التقدم إلى الأمام.‬

Kendini ileri düşünceli gören

يصفون أنفسهم بالمتحضرين،

Şimdi çok ileri gidiyorsun.

إنك تذهب بعيدا الآن.

Çok ileri gittiğini düşünüyorum.

أعتقد أنك ذهبت بعيدا.

Sonrasında bir adım ileri götürdü;

ولكنه حينها أخذ الأمر خطوة أبعد؛

Yoksulluğun önemli olmadığını ileri sürebilirsiniz.

مازال لديه أبوين جيدين، وسيقومون بتربيته جيداً.

Lannes, ileri muhafızların komutanlığını sürdürdü .

حيث سعى نابليون إلى جيش بينيجسن الروسي ، على أمل فرض معركة حاسمة.

Fakat biz seni ileri düzeye yerleştireceğiz."

لكننا وجدنا أنك في المستوى المتقدم."

Ayrıca bunamanın da ileri seviyesiyle ilişkilidir.

انها مرتبطة أيضاً مع مستويات أعلى في الخرف

Standart ve İleri Matematik dersi alan

والرياضيات المتقدمة

Sevimli ve ileri gidiyor, hepsi bu.

وهو لطيف ويتدحرج للأمام، هذا كل شيء.

Bu memleket bir gram ileri gitmesin

لا تدع هذا البلد يذهب أكثر من غرام واحد

İleri atılırken yardımcıları ondan merdiveni kaptı

وبينما كان يندفع إلى الأمام ، انتزع مساعدوه السلم منه ،

Daha ileri yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.

انا متعب جدا لكي امشي اكثر من ذلك .

Yüzlerce kişiye ileri üretim alanında eğitim verdik.

دربنا المئات والمئات من الأشخاص على الصناعة المُتقدمة.

Kişi sadece zamanda ileri ve geri ilerleyebilir

يمكن للمرء فقط التقدم والعودة في الوقت المناسب

Bu yüksek tansiyona, ileri seviyede depresyona neden olabilir.

ويؤدي إلى ارتفاع ضغط الدم واكتئاب أعلى

Saldırıya ve ileri atılmaya hazır oldukları anlamına gelir.

‫فهذا يعني أنه أصبح لديها القوة‬ ‫للانقضاض للأمام واللدغ.‬

Sadece bir adım ileri attığında bakın ne oldu.

انظر ماذا حدث عندما خطو خطوة للأمام.

Bu kadar ileri görüşlü bir dahiden bahsediyoruz farkındamısınız?

هل تعلم أننا نتحدث عن مثل هذه العبقرية بعيدة النظر؟

Bu ikisi az önceki gibi ileri ve geri gidiyor,

هذين الإثنين يتحركان ذهابًا وإيابًا كالسابق،

Ben iyiyim ama biraz daha ileri gidip şunu söyleyeyim,

حسناً ، فقد كنت بحال جيد، لكني أريد أن أواصل القول

Ve o kadar ileri evredeydi ki kemoterapi makul değildi.

لقد تدهورت حالته الصحية، ولم يكن العلاج الكيميائي منصفاً.

Öğrencilere 20 dolar verip şunu söyleyecek kadar ileri gittiler:

وقد بلغوا الحد الذي منحوا فيه الطلاب عشرين دولارًا وقالوا:

Gerçekten ileri bir medeniyetin gelişimi için ortaya engel koyuyor.

لتطوير حضارة متقدمة فعلًا.

Ordunun ileri muhafızındaki bir el bombası tugayının komutasıyla ödüllendirdi.

نفسه ، الذي كافأ لانز بقيادة لواء من الرماة في الحرس المتقدم للجيش.

Shevardino'daki bir başka ileri seviye düşmanın ilerlemesini ertelemesi bekleniyor.

كان معقل أمامي آخر في شيفاردينو من المتوقع أن يؤخر تقدم العدو.

Ve garip bir şekilde eğlenceli olarak ileri ve geri gidiyor

يتحركون بطريقة رتيبة، ولكن ممتعة بشكل غريب.

Kendinizi adayacak ve kendinizden emin bir şekilde sürekli ileri gideceksiniz.

‫الالتزام التام، ‬ ‫وواصل دائماً التقدم الإيجابي‬ ‫إلى الأمام.‬

"çok mu ileri gidiyor?" diye soran insanlarla 1936 yılına kadar.

مع الناس يسألون "هل يذهب بعيدا؟" بقدر ما يعود إلى عام 1936.

İşte Einstein uzayla zamanın arasında böyle bir bağlantı olduğunu ileri sürüyor

يجادل أينشتاين أن هناك مثل هذه العلاقة بين المكان والزمان.

Ileri sürdü.Bu , evliliğin yerine geçen bir sözleşme değil, daha çok bir medeni

تعبيره ليس عقداً بديلاً عن الزواج انما هو اتفاقٌ مدنيٌ

Sarmal hâline gelip kafalarını öyle geriye çekmeleri, saldırıya ve ileri atılmaya hazır oldukları anlamına gelir.

‫عندما تُرجع رأسها للخلف هكذا وتتلوى،‬ ‫فهذا يعني أنه أصبح لديها القوة ‬ ‫للانقضاض للأمام واللدغ.‬

Olduğunu ileri sürdüğü ve bir araya geldiği için, geçici bir süre için, kalıcı olarak ayrılmak yerine,

عند البعض ورفضها البعض الاخر حيث اكد مهران ان مئتان وعشرين

- Fadıl, İslam'da din ve ileri bilimin el ele verebileceğini buldu.
- Fazıl İslam'da din ve modern bilimin birbiriyle uyumlu olabileceğini fark etti.

اكتشف فاضل أنّه في الإسلام لا يوجد مشكل بين الدّين و العلوم المتقدّمة.