Translation of "Viviendo" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Viviendo" in a sentence and their turkish translations:

Viviendo se aprende.

Yaşa ve öğren.

Estoy viviendo en Escocia.

Ben İskoçya'da yaşıyorum.

¿Sigues viviendo en Boston?

Hâlâ Boston'da yaşıyor musun?

¿Querés seguir viviendo así?

Böyle yaşamaya devam etmek ister misin?

No estamos viviendo juntos.

Biz birlikte yaşamıyoruz.

Estamos viviendo tiempos difíciles.

Bunlar zor zamanlar.

¿Dónde has estado viviendo?

Nerede yaşıyorsun?

Estoy viviendo mi sueño.

Hayalimi yaşıyorum.

Estoy viviendo en Volgogrado.

Volgograd'da yaşıyorum.

- Llevo viviendo en Boston tres años.
- Llevo tres años viviendo en Boston.

Üç yıldır Boston'da yaşıyorum.

viviendo en instituciones como orfanatos,

yetimhane gibi kurumlarda yaşıyor,

¿Cómo te va viviendo solo?

Tek başına yaşamayı nasıl buluyorsun?

Quiero seguir viviendo con él.

Onunla yaşamaya devam etmek istiyorum.

¿En dónde estás viviendo ahora?

Sen şimdi nerede oturuyorsun?

Estoy viviendo en la ciudad.

Şehirde yaşıyorum.

No puedo imaginarme viviendo así.

Böyle yaşamayı hayal bile edemiyorum.

Tom está viviendo su sueño.

Tom rüyasını yaşıyor.

¿Cuánto tiempo llevas viviendo aquí?

Ne kadar süredir burada yaşamaktasın?

Llevan diez años viviendo aquí.

Onlar on yıldır burada yaşıyorlar.

Están viviendo en un lugar incómodo.

rahatsız bir yerde yaşıyorsunuz.

Desafió mis ganas de seguir viviendo.

yaşama isteğime büyük bir darbe vurmuştu.

Ella está viviendo en el extranjero.

O yurt dışında yaşıyor.

Ya no estoy viviendo con ella.

Ben artık onunla yaşamıyorum.

¿Él lleva viviendo aquí dos años?

O, iki yıldır burada mı yaşıyor?

Ya no puedo seguir viviendo así.

Artık böyle yaşayamam.

¿Cuánto tiempo llevas viviendo en Tokio?

Ne kadar süredir Tokyo'da yaşıyorsun?

Llevo viviendo aquí toda la vida.

- Hayatım boyunca burada yaşadım.
- Bütün hayatım boyunca burada yaşadım.
- Ömrüm burada geçti.

Pensé que estabas viviendo con Tom.

Tom'la yaşadığını düşündüm.

Llevo viviendo en Boston tres años.

Üç yıldır Boston'da yaşıyorum.

Estoy viviendo a cuerpo de rey.

Ben iyi bir hayat yaşıyorum.

Tienes razón. Tengo que continuar viviendo.

Haklısın. Yaşamaya devam etmek zorundayım.

Llevo cinco años viviendo en Canadá.

Beş yıldır Kanada'da yaşıyorum.

¿Cuánto tiempo llevas viviendo en Italia?

Ne kadar süredir İtalya'da yaşıyorsun?

Yo estoy viviendo en una ciudad.

Ben bir kasabada yaşıyorum.

Sami estaba viviendo en ese apartamento.

Sami o dairede yaşıyordu.

Luego de un año viviendo en Francia,

Ve Fransa'da bir yıl yaşadıktan sonra

Y llevo seis años viviendo en EE.UU.

Altı yıl boyunca Amerika'da yaşadım.

Creían que estabas viviendo en el fuego

ateşin üzerinde yaşadığına inanırlardı

Mi familia lleva viviendo aquí veinte años.

Ailem yirmi yıldır burada yaşıyor.

Estuve viviendo en Boston hace unos años.

- Birkaç sene önce Boston'da yaşıyordum.
- Birkaç yıl önce Boston'da yaşıyordum.

Taro lleva viviendo diez años en Obihiro.

Taro, 10 yıldır Obihiro'da yaşıyor.

Lleva viviendo en esta ciudad cinco años.

Beş yıldır bu şehirde yaşıyor.

- Vivo en Boston.
- Estoy viviendo en Boston.

Boston'da yaşıyorum.

Él perdió las ganas de seguir viviendo.

O, devam etme isteğini kaybetti.

He estado viviendo aquí por tres años.

Üç yıldır burada yaşıyorum.

Llevamos seis años enteros viviendo en Tokio.

Altı yıldır Tokyo'da yaşıyoruz.

De momento está viviendo en un departamento.

O şu anda bir dairede yaşıyor.

Llevo los últimos diez años viviendo aquí.

Bu on yıl boyunca burada yaşıyorum.

Yo estoy viviendo en una ciudad pequeña.

Ben küçük bir kasabada yaşıyorum.

Tom ya no está viviendo en Boston.

Tom artık Boston'da yaşamıyor.

Tom tiene muchos amigos viviendo en Boston.

Tom'un Boston'da yaşayan bir sürü arkadaşları var.

Tom no sería feliz viviendo con Mary.

Tom Mary ile yaşamaktan mutlu olmazdı.

Yo estuve años viviendo adentro de los cuarteles,

Yıllarca askerî karargâhlarda kaldım.

¿No sientes alguna inconveniencia viviendo en el extranjero?

Yurt dışında yaşamaktan hiç rahatsızlık hissetmiyor musun?

Nunca pensé que disfrutaría viviendo en el campo.

Kırsalda yaşamaktan hoşlanacağımı hiç düşünmemiştim.

Yo estoy viviendo aquí desde hace mucho tiempo.

Uzun zamandır burada yaşıyorum.

Mi hermano lleva muchos años viviendo en Londres.

Erkek kardeşim yıllardır Londra'da yaşıyor.

Hay gente viviendo en todas partes del mundo.

İnsanlar dünyanın her yerinde yaşıyorlar.

Estaba viviendo en Inglaterra cuando empezó la guerra.

Savaş patlak verdiğinde İngiltere'de yaşıyordu.

Mi padre lleva 30 años viviendo en Nagoya.

Babam 30 yıldır Nagoya'da yaşıyor.

Estoy viviendo con mi tío hace un mes.

- Bir aydır dayımla yaşıyorum.
- Bir aydır amcamla yaşıyorum.

Jack lleva seis años viviendo en Nueva York.

Jack altı yıldır New York'ta yaşıyor.

Tom ha estado viviendo solo por mucho tiempo.

Tom uzun süredir yalnız yaşıyor.

¿Por cuánto tiempo has estado viviendo en Kobe, entonces?

Ne kadar zamandır Kobe'de yaşıyorsun, o halde?

Tom ha estado viviendo en Boston estos últimos años.

Tom son birkaç yıldır Boston'da yaşamaktadır.

Llevo viviendo en este pueblo los últimos diez años.

Son on yıldır bu köyde yaşıyorum.

Esa es la casa en la que estaban viviendo.

Bu, onların içinde yaşamış oldukları ev.

Tom ha estado viviendo solo desde que Mary murió.

Mary öldüğünden beri Tom yalnız yaşamaktadır.

- Vivo en la ciudad.
- Estoy viviendo en la ciudad.

Şehirde yaşıyorum.

Cuando tenemos a toda esta gente viviendo y trabajando juntos.

Bu insanlar birlikte çalışıyor ve yaşıyorlar.

Un 10 % de la población mundial viviendo en extrema pobreza

aşırı yoksulluk mağduru dünya nüfusunun %10'u

Un 37 % de la población mundial viviendo en extrema pobreza

aşırı yoksulluk mağduru dünya nüfusunun %37'si

Con dos tercios de la población mundial viviendo en democracias.

şu an dünya insanlarının üçte ikisi demokrasi çatısı altında yaşıyor.

Pasé una semana en Berlín viviendo con una familia alemana.

Ben Berlin'de bir Alman aile ile yaşayarak bir hafta geçirdim.

Nosotros estamos viviendo en la era de la energía nuclear.

Nükleer güç çağında yaşıyoruz.

- Llevo años viviendo aquí.
- Hace muchos años que vivo aquí.

Yıllardır burada yaşıyorum.

- Ahora está viviendo en Tokio.
- Ahora él vive en Tokio.

O şimdi Tokyo'da yaşamaktadır.

¿Sabías que había unos cuantos zorros viviendo en esta montaña?

- Bu dağda yaşayan birkaç tilki olduğunu biliyor muydunuz?
- Bu dağda yaşayan birkaç tilki olduğunu biliyor muydun?

Tom lleva viviendo en Boston desde que tenía seis años.

Tom altı yaşından beri Boston'da yaşıyor.

Pero luego, vi que hay tantos niños viviendo en barrios marginales,

Ama sonra mahallelerde yaşayan, ilköğretimi bile bitirmeye şansı olmayan

Él llevaba viviendo siete años en Nagano cuando nació su hija.

Kızı doğduğunda, o yedi yıl boyunca Nagano'da yaşıyordu.

- Tom y Mary están viviendo juntos.
- Tom y Mary viven juntos.

Tom ve Mary birlikte yaşıyorlar.

- Llevo diez años viviendo aquí.
- Vivo aquí desde hace diez años.

On yıldır burada yaşıyorum.

A Tom no le gusta que Mary esté viviendo allí sola.

Tom Mary'nin orada yalnız yaşamasından hoşlanmıyor.

- ¿Dónde vives ahora?
- ¿En dónde estás viviendo ahora?
- ¿Dónde vive usted ahora?

Şimdi nerede yaşıyorsun?

Estás viviendo un sueño, y el sueño está a punto de terminar.

Bir rüyayı yaşıyorsun ve rüya sona ermek üzere.

Creo que es hora de que me replantee cómo he estado viviendo.

Sanırım nasıl yaşadığımı yeniden gözden geçirmemin zamanıdır.

Tom ha estado viviendo en el extranjero por un muy largo tiempo.

Tom çok uzun bir süredir yurt dışında yaşamaktadır.

Vine a Tokio hace tres años y he estado viviendo aquí desde entonces.

3 sene önce Tokyo'ya geldiğimden beri burada yaşıyorum.