Translation of "Visita" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Visita" in a sentence and their turkish translations:

Tenemos visita.

- Ziyaretçimiz var.
- Konuğumuz var.
- Misafirimiz var.

- No esperaba visita.
- Yo no esperaba visita.

Ziyaretçi beklemiyordum.

¿Quién nos visita?

Bizi kim ziyaret edecek?

Gracias por la visita.

Ziyaret için teşekkürler.

Nuestra visita fue estupenda.

Ziyaretimiz harikaydı.

Nadie visita a Tomás.

Hiç kimse Tom'u ziyaret etmiyor.

Esperamos visita esta tarde.

Bu akşam misafir bekliyoruz.

¿Por qué visita Australia?

Neden Avustralya'yı ziyaret ediyorsunuz?

¿Visita mucha gente el museo?

Müze çok sayıda kişi tarafından ziyaret edilir mi?

¿Esta es su primera visita?

Bu sizin ilk ziyaretiniz mi?

Visita este país con frecuencia.

Bu ülkeyi sık sık ziyaret eder.

Esta tarde tenemos una visita.

Bu öğleden sonra bir ziyaretçimiz var.

¿Vendrás de visita en verano?

Yazın gelecek misin?

Espero con ganas su visita.

- Ziyaretiniz için sabırsızlanıyorum.
- Ziyaretini dört gözle bekliyorum.

- ¿Cuál es el motivo de su visita?
- ¿Cuál es el propósito de su visita?

- Ziyaretinizin amacı nedir?
- Ziyaret amacınız nedir?

- Ella lo visita dos veces por año.
- Ella le visita dos veces al año.

O, onu yılda iki kez ziyaret eder.

A veces, Lucy visita a May.

- Lucy ara sıra May'i ziyaret eder.
- Lucy bazen May'i ziyaret eder.

¿Por qué tanta gente visita Kioto?

Niçin bu kadar çok insan Kyoto'yu ziyaret ediyor?

El chico visita a su abuela.

Çocuk anneannesini ziyaret eder.

Ellos cancelaron su visita a Londres.

Londra ziyaretlerini iptal ettiler.

¿Dijo Tom cuándo vendría de visita?

Tom ne zaman ziyarete geleceğini söyledi mi?

Haremos una visita a nuestros amigos.

Arkadaşlarımızı ziyaret edeceğiz.

¿Cuáles son las horas de visita?

- Randevu saat kaçta?
- Ziyaret hangi saatte?

Nuestra visita ha sido muy agradable.

Ziyaretimiz çok hoştu.

¿Por qué ya no me visita?

O neden artık beni ziyaret etmiyor?

Cada año, mucha gente visita Kioto.

Her yıl birçok insan Kyoto'yu ziyaret eder.

¿Cuándo es la siguiente visita guiada?

- Bir sonraki rehberli tur saat kaçta?
- Bir sonraki rehberli tur ne zaman?

Tom casi nunca visita a Mary.

Tom, Mary'yi neredeyse hiç ziyaret etmez.

- Tom trae regalos cada vez que nos visita.
- Tom nos trae regalos siempre que nos visita.

Tom her ne zaman ziyarete gelse bize hediyeler getirir.

Pero está por recibir una visita sorpresa.

...ama sürpriz bir ziyaretçisi var.

Google Maps Visita Gombe en g.co/treks

Google Haritalar Gombe'yi g.co/treks adresinde keşfedin

Poca gente me visita en estos días.

Bugünlerde az sayıda kişi beni ziyaret eder.

Helen visita a su tío cada domingo.

Helen her Pazar amcasını ziyaret eder.

El presidente pospuso su visita a Japón.

Başkan Japonya ziyaretini erteledi.

Esperamos impacientes la visita de nuestro tío.

Amcamızın ziyaretini dört gözle bekliyoruz.

El fantasma la visita en sus sueños.

Hayalet onu rüyalarında ziyaret eder.

Esa fue mi primera visita a Japón.

O, Japonya'ya ilk ziyaretimdi.

Él me visita casi todos los días.

O beni neredeyse her gün ziyaret ediyor.

¿Cuál es el motivo de su visita?

Ziyaretinizin amacı nedir?

¿Es esta su primera visita a Japón?

- Bu senin Japonya'ya ilk ziyaretin mi?
- Bu, Japonya'ya ilk ziyaretiniz mi?

Tom me visita de vez en cuando.

Tom ara sıra beni ziyaret etmeye gelir.

El cuco visita esta zona en primavera.

Guguk kuşları burayı ilkbaharda ziyaret ederler.

Yo estaba feliz con su inesperada visita.

Ben, onun beklenmedik ziyaretinden mutlu oldum.

Visita la escuela de Thame en Google Maps

Thame Okulu'nu Google Haritalar'da ziyaret edin

Vale la pena dar una visita al museo.

Müze görülmeye değer.

Un circo está de visita en el pueblo.

Bir sirk, kenti ziyaret ediyor.

¿Esta es tu primera visita a esta ciudad?

Bu şehri ilk ziyaretiniz mi?

No puedo expresarte cuánto he esperado tu visita.

Ziyaretine ne kadar çok can attığımı sana anlatamam.

Visita el pueblo de Pasang Sherpa en Google Maps

Google Haritalar'da Pasang Sherpa'nın kasabasını ziyaret edin

Visita la casa de Kancha Sherpa en Google Maps

Kancha Sherpa'nın Evi'ni Google Haritalar'da ziyaret edin

¿Por qué no le hacemos una visita a Tom?

Neden Tom'a bir ziyarette bulunmuyoruz?

Visita mi página web y averigua más acerca de mí.

Hakkımda daha fazla bilgi edinmek için web sayfamı ziyaret edin.

La visita al circo fue muy emocionante para los niños.

Sirki ziyaret çocuklar için büyük bir heyecandı.

- A veces me visita.
- Él a veces viene a verme.

O, bazen beni görmeye gelir.

Tan pronto tenga la oportunidad, vendré a hacer una visita.

Fırsat bulur bulmaz, bir ziyarete geleceğim.

Él siempre que nos visita trae algunos regalos para los niños.

O, çocuklarım için bazı hediyeler getirmeden asla bizi ziyaret etmez.

Tan sólo el otro día, Tom y Mary vinieron de visita.

Tom ve Mary daha geçen gün ziyarete geldiler.

Ésta fue mi primera visita a un país en el extranjero.

Bu benim ilk yabancı ülke ziyaretimdi.

Me lo pasé muy bien en mi última visita a Kioto.

Kyoto'ya son ziyaretimde çok eğlendim.

Tom visita a Mary al menos una vez a la semana.

Tom, Mary'yi haftada en az bir kez görür.

La mayoría de los animales solo visita áreas urbanas para buscar comida.

Çoğu hayvan, şehirleri yiyecek bulmak için ziyaret eder.

Gracias por el tiempo que pasaste conmigo durante mi visita a Atlanta.

Atlanta ziyaretim sırasında harcadığın zaman için size teşekkür ederim.

Si yo hubiese hecho una visita a Murcia, hubiera visto la catedral.

Murcia'yı ziyaret etseydim katedrali görürdüm.

Tom nos visita bastante a menudo, pero nunca se queda mucho tiempo.

Tom bizi oldukça sık ziyaret eder ama asla çok uzun kalmaz.

Y la pasada primavera, nos redimimos en una agradable visita de tres horas.

Geçtiğimiz bahar üç saat süren telafi edici bir görüşmemiz oldu.

Ella lo visita muy a menudo, pero nunca se queda por mucho tiempo.

O, sık sık onu ziyaret eder, ancak asla uzun kalmaz.

Si Kyosuke viene de visita, dile que no estoy. No quiero verle nunca más.

Eğer Kyosuke ziyaret etmeye gelirse, ona içeride olmadığımı söyle. Artık onu görmek istemiyorum.

El único sitio web que Tom visita al menos una vez por día, es este.

Tom'un en azından günde bir kez ziyaret ettiği tek web sitesi budur.

- Mi tío viene a verme de vez en cuando.
- Mi tío me visita de vez en cuando.

Amcam ara sıra beni görmeye gelir.

El centro de la ciudad, lugar de Patrimonio de la Humanidad por la UNESCO, es una visita obligada.

UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan şehir merkezi mutlaka ziyaret edilmelidir.

La NASA dice que ya tiene información suficiente para afirmar que una visita humana al planeta rojo es factible.

NASA kızıl gezegeni birinin ziyaret etmesinin uygun olduğunu kanıtlayan yeterli bilgilere sahip olduğunu belirtti.