Translation of "Trataba" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Trataba" in a sentence and their turkish translations:

Trataba de no mirar.

- Bakmamaya çalıştım.
- Bakmamayı denedim.

Ella lo trataba muy bien.

O ona çok iyi davrandı.

Tom solo trataba de ayudar.

Tom sadece yardımcı olmaya çalışıyordu.

Cuando se trataba de tener hijos

Konu çocuk sahibi olmaya geldiğinde

Mary trataba a Tom con desdén.

Mary Tom'u aşağılıyordu.

Sabía que se trataba de Tom.

Onun Tom olduğunu biliyordum.

Tom solo trataba de ser divertido.

Tom sadece komik olmaya çalışıyordu.

Tom trataba muy bien a María.

Tom Mary'ye çok iyi davrandı.

De hecho, no se trataba de nosotros.

Bu bizim hakkımızda değildi gerçekten.

El grupo trataba de resolver problemas sociales.

Grup, sosyal sorunları çözmek için çalıştı.

Lo trataba como a mi propio hijo.

Ben ona kendi oğlum gibi davrandım.

¿Entendiste lo que Tom trataba de decir?

Tom'un ne söylemeye çalıştığını anladın mı?

Pero no tenía idea de qué se trataba.

Fakat bunun ne hakkında olduğunu bilmiyordum.

Pensé que se trataba de una pequeña recepción.

Küçük bir düğün olacağını düşündüm.

En realidad, solo se trataba de un rumor.

Aslında, o sadece bir söylentiydi.

¡Seamos sinceros! Esa broma se trataba de mí.

Hadi dürüst olalım. O şaka benim hakkımdaydı.

Mi madre trataba de darme coles y espinacas.

lahana ve ıspanak yedirmeye çalışıyordu.

Tom trataba a Mary como a una esclava.

Tom Mary'ye bir köle gibi davrandı.

Tom trataba a Mary como a una sirvienta.

Tom Mary'ye bir hizmetçi gibi davrandı.

Tom no sabía lo que yo trataba de hacer.

Tom ne yapmaya çalıştığımı bilmiyordu.

Dudo que Tom entendiera lo que trataba de decirle.

Tom'un ona anlatmaya çalıştığımı anladığından şüpheliyim.

Tom no pudo comprender qué trataba de decir Mary.

Tom Mary'nin ne söylemeye çalıştığını anlayamadı.

No fue que solo se trataba de una fábrica antigua.

buranın yalnızca eski bir fabrika olmamasıydı.

Que trataba de llevar más innovación a la cultura corporativa.

getirmeye çalışan büyük bir bankada çalışıyordum.

CA: Y luego no se trataba solo de producir contenido nuevo.

CA: Ve bununla sadece yeni içerik üretmediniz.

Tom trataba a Mary como a una más de la familia.

Tom Mary'ye aileden biri gibi davrandı.

Ella me lanzaba uvas y yo trataba de agarrarlas con la boca.

O bana üzümleri attı ve ben ağzım ile onları yakalamaya çalıştım.

Tom no podía hacer que Mary entendiera lo que trataba de decir.

Tom ne demek istediğini Mary'ye anlatamadı.

Me tomó un poco de tiempo entender lo que ella trataba de decir.

Onun ne söylemeye çalıştığını anlamak bir süremi aldı.

- Ella lo trataba como a un rey.
- Ella le trató como a un rey.

O, ona bir kral gibi davrandı.

- Me perdí tratando de llegar a la biblioteca.
- Me perdí cuando trataba de encontrar la biblioteca.

Kütüphaneyi bulmaya çalışırken kayboldum.

- Me pregunto si verdaderamente fue una coincidencia.
- Me pregunto si verdaderamente se trataba de una coincidencia.

Gerçekten bir tesadüf olup olmadığını merak ediyorum.