Examples of using "Torre" in a sentence and their turkish translations:
Bu bir kule.
Kule çökecek.
Uzaktaki kuleyi gördük.
O kulenin yüksekliği nedir?
Yıldırım kuleyi vurdu.
Londra Kulesini ziyaret ettiniz mi?
Sarayın uzun bir kulesi var.
Yıldırım kuleye isabet etti.
Kuleyi evimden görüyorum.
Tepenin üzerinde duran şu kuleye bak.
Eyfel kulesini hiç görmedim.
Eyfel Kulesi kaç yaşında?
Tokyo Kulesi'ni hiç gördün mü?
Kule buradan görülebilir.
O, oradaki kuleyi işaret etti.
Bu Japonya'da en yüksek kule.
Uzakta bir kule fark edebildim.
Orada beyaz bir kule görebilirsin.
- Tokyo Kulesi'ni hiç gördün mü?
- Hiç Tokyo Kulesini gördün mü?
Tom'un evinin bir kulesi var.
Kule sola doğru hafifçe eğildi.
- Kule gölün güzel bir manzarasına hakimdir.
- Kule gölün güzel bir manzarasına sahiptir.
Evim Tokyo kulesine yakındır.
Durduğum yerden kuleyi görebiliyorum.
- Bu, Japonya'nın en yüksek kulesi.
- Bu Japonya'da en yüksek kule.
- Bu, Japonya'daki en yüksek kuledir.
Benim konumumdan kuleyi göremiyorum.
Dağın tepesinde bir kule vardı.
Kule batıya doğru hafifçe eğildi.
Kraliçe, Londra Kulesine hapsedildi.
1989 yılında, son derece ünlü Eyfel Kulesi var oluşunun yüz yılını kutladı.
Tom mat olmamak için kalesini feda etti.
Bu durumda, kuledeki bekçi yerine
Şehre girerken kulenin görüntüsünü kaybettik.
Galileo, Pisa Kulesi'nden iki top bıraktı.
Tokyo Kulesi'ne giden yolu söyler misiniz?
Televizyon kulesinin ne kadar yüksek olduğunu biliyor musun?
Satranç oyununda kale çok mu önemlidir?
Eyfel Kulesi, Louvre Müzesi ile aynı şehirdedir.
Tabii ki Eyfel Kulesi'nin uzunluğunda mutabık kalmak;