Examples of using "Bolsillo" in a sentence and their turkish translations:
O benim cebimde.
Cebinden bir şey çıkardı.
Parayı cebine soktu.
O, anahtarı cebine koydu.
Öncelikle, süngerleri cebe koyalım,
Cebinizde başka ne var?
O, cebinden bir madeni para çıkardı.
Tom'un cebinde neyi vardı?
Bana yeni cep saatini göster.
Bu bir cep sözlüğü.
Cebimde hiç param yok.
Onu her zaman cebimde taşırım.
Tom anahtarlarını cebine koydu.
Cebini boşalt.
Çocuk cebinde bir elmaya sahiptir.
Benim cebimden para çıkmıyor canım ne olacak
Bana cebinde ne olduğunu göster.
O, benim ceket cebimde.
Zaten elimizde şampiyonluk var.
Cebinden madeni bir para çıkardı.
Mendili cebine koydu.
Tom cebinden küçük bir el feneri çıkardı.
Cebimde tam on üç dolarım var.
Tom telefonunu cebine koydu.
Cebinde neyin var?
Parayı cebine koy.
Cebinizde her zaman bir mendil bulundurun.
John cebinden bir anahtar çıkardı.
Tom anahtarı cebine koydu.
Tom'un cebinde üç dolma kalemi var.
Çocuk elini cebine koydu.
Bu çocuğun cebinde bir elma var.
Sık sık elleri cebinde yürür.
Cep sözlüklerinin modası geçmiş.
İç cebimden cüzdanımı çaldırdım.
Bu kitap cebimde gitmek için çok büyük.
Tamam, kalanını cebimde tutacağım. Muhteşem bir keşif!
Cebinden 5 cent değerinde bir jeton çıkıyor
Paltosunun cebinden bir anahtar çıkardı.
Tom ceketinin cebinden bir el feneri çıkardı.
Bu cep saati yetmiş yıldan daha eskidir.
Cebinizdeki telefon sizin için orada olan
adam akıllı cebinden hiç para harcamıyor neredeyse
- Cebinde çakmağını aradı.
- Çakmağı için cebini yokladı.
Tom gömlek cebinden bir parça katlanmış kağıt çıkardı.
Tom gözlüğünü çıkardı ve onu cebine koydu.
O iç ceket cebinden cüzdanını çıkardı.
Polisler Tom'un cebinde bir intihar notu buldu.
Cebinde küçük bir el fenerine sahip olman yararlı olabilir.
Tom her zaman ceketinin cebinde biraz aspirin bulundurur.
Bu en kötüsü! Gittim ve cebinde hâlâ mendil olan pantolonumu yıkadım.
Ceketimin para veya başka şeyler saklayabileceğim gizli bir cebi var.
Şaşırmış bir şekilde "Nasıl olur da cebinin içine çantayı sığdırdın?!" diye sordu kadın.
Tom gömleğinin cebinden küçük bir zarf aldı ve onu Mary'ye verdi.
Ona, gömlek cebine sığmayacak kadar büyük bir kamera aldım.
daha sonrasında devlet kredisiyle cebinden bir TL bile harcamadan Trump Tower kuruluyor
- Sabah onu cebime koyduğumda bu lastik şeridin işe yarayacağını hiç düşünmemiştim.
- Bu sabah cebime koyduğumda bu lastik bandın işe yarayacağını asla düşünmedim.
Mutfak bıçağı eti kesmek için yeterince keskin değildi, bu yüzden çakımı kullandım.
Geppetto'nun cebinde bir kuruşu yoktu, bu yüzden oğluna çiçekli bir kağıttan küçük bir takım, bir ağacın kabuğundan bir çift ayakkabı ve biraz hamurdan küçük bir kep yaptı.