Translation of "Recurso" in Turkish

Un recurso particular;

Belli bir kaynak;

Una comunidad particular que maneja ese recurso;

o kaynağı idare eden belli bir topluluk

El agua es un recurso natural importante.

Su önemli bir doğal kaynaktır.

Nuestros empleados son nuestro recurso más valioso.

Çalışanlarımız bizim en değerli varlıklarımızdır.

Nuestros estudiantes son como nuestro recurso más valioso,

Öğrencilerimiz, en değerli kaynağımız

Y así podremos invertir en nuestro recurso más preciado.

Sonunda en büyük varlığımıza yatırım yapabiliriz.

El agua es un recurso natural de vital importancia.

Su hayati bir önem taşıyan doğal bir kaynaktır.

Ella está pensando en poner un pleito como último recurso.

O, son çare olarak dava açmayı düşünüyor.

Él tomó prestado algo de dinero de su padre como último recurso.

O, son çare olarak babasından ödünç para aldı.

Cuando solo queda la muerte, el último recurso es rogar por comida.

Sadece ölüm kaldığında, son çare yiyecek için yalvarmaktır.