Translation of "Natural" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Natural" in a sentence and their turkish translations:

Será delicioso, natural.

Hem doğal hem de leziz olacak.

Parece bastante natural.

Oldukça doğal gözüküyor.

No es natural.

- O doğal değil.
- Doğal değil.

Es completamente natural.

Tamamen doğal.

No suena natural.

Bu doğal görünmüyor.

Es un disuasivo natural.

Bu harika bir doğal uzaklaştırıcıdır.

Esto no es natural.

Bu doğal değil.

Supongamos que es natural.

Onun doğal olduğunu sanıyorum.

Ocurrió de forma natural.

Bu doğal olarak oldu.

Eran parte del mundo natural.

Resmen doğanın içindeydiler.

Tom tiene un talento natural.

Tom'un doğal bir yeteneği var.

¿Su cabello es rojo natural?

Onun saçı doğal kırmızı mı?

Es un control de plagas natural,

Doğal bir haşere kontrol aracı,

Sí, miren, un perfecto hueco natural.

Evet, bakın. Mükemmel ve küçük bir oyuk.

¿O están atravesando una etapa natural?

yoksa bu geçtikleri doğal bir süreç mi?

¿es algo cultural o es natural?

Yetişme şekli midir, fıtrat mı?

Incluso molestarlos en su entorno natural

onları doğal ortamında rahatsız edici davranışlara bile

Esperábamos un estado más natural pero

daha doğal bir durum beklemiştik ama

El arcoíris es un fenómeno natural.

- Gökkuşağı doğal bir olaydır.
- Gökkuşağı bir doğa olayıdır.

Tiene un don natural para hablar.

Onun konuşma için doğal bir yeteneği var.

Jane no murió de muerte natural.

Jane doğal bir ölümle ölmedi.

La endorfina es un analgésico natural.

Endorfinler doğal ağrı kesicilerdir.

- La lluvia ácida no es un fenómeno natural.
- La lluvia ácida no es ningún fenómeno natural.

- Asit yağmuru bir doğa olayı değildir.
- Asit yağmuru doğal bir fenomen değildir.
- Asit yağmuru doğal bir olay değildir.

- La tarta Selva Negra es un afrodisíaco natural.
- El postre selva negra es un afrodisíaco natural.

Kara Orman pastası doğal bir afrodizyaktır.

La esclavitud es normal, natural y necesaria.

Kölelik, normal, doğal ve gerekli.

Será algo como un lindo colchón natural.

Bunu doğanın verdiği güzel bir döşek gibi yapacağız.

¿Y qué sobre el desastre natural supremo

Peki ya Tanrı örneğinin ta kendisinden bahsedersek?

En realidad esta es una selección natural

aslında bu bir doğal seleksiyon

El agua es un recurso natural importante.

Su önemli bir doğal kaynaktır.

¿Cuál es color natural de tu pelo?

Doğal saç rengin nedir?

Este es, de hecho, un buen refugio natural.

Bu oldukça iyi bir doğal sığınak.

Todas las aberraciones llegan a un fin natural

Bütün sapmalar doğal bir son bulur

La respuesta natural es buscar destruir la máquina,

burada doğal tepki mekanizmayı yok etmek,

Nuestro derecho más natural a hacer estas preguntas

bu soruları sormak en doğal hakkımız

En resumen, es muy natural tener un terremoto.

yani kısacası depremin olması çok doğal bir şey

Es natural que él deba rechazar esa demanda.

Onun o ricayı reddetmesi doğaldır

Él tiene una inclinación natural por la música.

Onun müzik için doğal bir eğilimi var.

A mí me gusta beber agua mineral natural.

Ben doğal maden suyu içmeyi severim.

El postre selva negra es un afrodisíaco natural.

Kara Orman keki doğal bir afrodizyaktır.

Es muy fácil sonar natural en su lengua nativa y muy fácil sonar poco natural en su lengua no nativa.

Kendi ana dilinde doğal ses çıkarmak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan ses çıkarmak çok kolaydır.

El casting dice: "Son chicas hermosas, largo cabello natural,

Seçme diyor ki: "Bunlar güzel kızlar, uzun doğal saçları var,

Y todo este montículo no es natural sino artificial.

ve bütün bu tepe doğal değil, yapay bir tepe,

Para usar gas natural en la generación de electricidad

elektrik üretmek için doğal gaz kullanan

Si se genera electricidad a partir del gas natural,

Genellikle doğal gazdan elektrik elde ettiğinizde,

De esta manera, en muchos lugares del entorno natural.

bu sayede doğal ortamda birçok yerde

Sobre ciencia, tecnología, el mundo natural y la historia.

binlerce çevrimiçi belgesele ev sahipliği yapıyor . Onların tarih bölümü, erken insan ve tarih öncesinden

Y se dirigió hacia mí. Y mi instinto natural

Bana doğru gelmeye başladı. Ve doğal içgüdüm,

El agua es un recurso natural de vital importancia.

Su hayati bir önem taşıyan doğal bir kaynaktır.

El carbón y el gas natural son combustibles naturales.

Kömür ve doğal gaz doğal yakıtlardır.

Cada vez más gente busca métodos de medicina natural.

Gittikçe daha fazla insan doğal tıp yöntemleri arıyor.

La luna de la tierra es un satélite natural.

Dünyanın ayı doğal bir uydudur.

Una dieta natural es conveniente para la digestión humana.

Doğal bir diyet, insan sindirimi için uygundur.

Y ¿si ella viera esto como perfectamente normal y natural

Peki ya kocasının bebeğiyle zaten ilgilenmesi gerektiğini ve bunun gayet

Esto puede funcionar bien. Una saliente natural para refugiarse debajo.

Bu tür bir şey işe yarayabilir. Güzel ve üzeri kapalı doğal bir sığınak.

Fue tan cómodo y natural como caminar por el parque,

Parkta yürüyüş yapar gibi rahat ve doğal bir histi,

Hay un GPS natural que conocemos en ballenas y murciélagos

balinalarda ve yarasalarda bildiğimiz doğal bir GPS var

La inteligencia artificial no puede vencer a la estupidez natural.

Yapay zeka, doğal aptallığı yenemez.

Es perfectamente natural que él esté orgulloso de su hijo.

Onun, oğluyla gurur duyması tamamen doğal.

La Luna es el único satélite natural de la Tierra.

Dünyanın tek doğal uydusu aydır.

La luz natural es sustituida por luz artificial como lámparas LED.

Güneş ışığı yerine yapay LED'ler kullanılır.

Un 89 % menos de posibilidad de morir por un desastre natural,

kuraklık, sel, yangın, fırtına, volkan,

Estás mirando allí tales flores que crecen en un entorno natural

bir bakıyorsun orada böyle çiçekler var doğal ortamda yetişmiş

En el proceso Origen Power, se alimenta una celda de combustible con gas natural.

Origen Elektrik Süreci doğal gazı bir yakıt deposuna gönderiyor.

Un entero es natural si, y solo si, es mayor o igual a 0.

Eğer tamsayı sadece sıfırdan büyük veya eşit ise tamsayı doğaldır.

- La gravedad es la fuerza natural por la cual los objetos se atraen entre sí.
- La gravedad es una fuerza natural por la que las cosas se atraen las unas a las otras.

Yerçekimi, nesnelerin birbirine çekildiği doğal güçtür.

Amamos a nuestra madre casi sin saberlo, sin percibirlo, como si fuera tan natural como el respirar.

Biz neredeyse bilmeden, hissetmeden annemiz severiz, çünkü o yaşamak kadar doğaldır.

Su columna tiene unos 2 km de largo, y no está protegida por ninguna característica natural del terreno.

Sütunları 2 km kadar uzanıyor. hiçbir doğal arazi özelliği ile korunmaz.

Hay riesgos de que un desastre natural o el brote de una enfermedad acabe con toda la población rápidamente.

Bir doğal afet veya salgın hastalık bütün popülasyonu büyük bir hızla ortadan kaldırabilir.