Examples of using "Prestaré" in a sentence and their turkish translations:
Ben bu kitabı size ödünç vereceğim.
İhtiyacın olan her kitabı sana ödünç vereceğim.
Sana istediğin kadar çok ödünç para vereceğim.
Bir kurşun kalem istiyorsan, sana bir tane ödünç veririm.
Sadece bu sefer sana ödünç para vereceğim.
Eğer bir kalem istiyorsan, sana bir tane ödünç verebilirim.
Erkek kardeşimin bazı kitaplarını sana ödünç vereceğim.
Bu kez dikkatlice izleyeceğim.
Temiz tuttuğun sürece, sana sahip olduğum herhangi bir kitabı veririm.