Examples of using "Permanece" in a sentence and their turkish translations:
Benimle kalıyor.
çember bozulmamış kalıyor
Gizem galip gelir.
Kapı kapalı kalır.
Bunun temel anlamı aynı kalır.
Ayık kal.
Söz uçar, yazı kalır.
Her şey geçer. Aşk kalır.
sonsuzluk için iyi huylu kalan bir iklim.
Ne zamana kadar eczanen açık kalır?
Dükkan tüm gün açık.
İntiharı bu yaftanın içine sarıp gizliyoruz.
İnsanlar meditasyon yaparken bir yerde kalırlar.
Sadece değişenler kendilerine sadık kalırlar.
Gördüğünüz gibi, madde kaybolur, sadece ruh kalır.
Konsantrasyonunu bozma.
Ruh gitti ama onun çalışması kalır.
İnsanlar gelirler ve giderler fakat dünya kalır.
Onun bütün aksiliklerine rağmen, o iyimser olmaya devam etmektedir.
boylu boyunca kesilse de bir parça kalır.
10 gün süresince bir topluluk salonu oluşturulur,
Ama atmosferde kalan karbondioksit yoğunluğu yalnızca
Tetikte ol. Tahliye emri herhangi bir zamanda olabilir.
Onun yer verdiği tartışmaya rağmen, sorun hâlâ çözülmemiş kalmaya devam ediyor.
uçağın uçuşsal paralelliği gibi sabit kalmasındaki sebebin
Dolapta, vardır...Dolapta ne olduğunu söylemiyorum; o benim büyük sırrımdan arta kalandır.
Bu durumda ise zaman yolculuğuna sadece ruh çıkar diyebiliriz yani beden kalır ve ruh gider