Examples of using "Orgullo" in a sentence and their turkish translations:
Gurur duymak -- gurur esastır.
Fakat aynı zamanda, destek ve güç vermek
Gücümüzle gurur duyduk.
Gururunu ayaklar altına alma.
O gururla mücevherlerini sergiledi.
Kibir insanoğlunun zayıflığıdır.
O, sınıfının gururudur.
aynı şekilde, dilimizi ısırıp gururumuzu yutmayı öğrendik.
Sizlere gururla "Ortalama yüzde 10" derler.
Ama bunun altında, buraya gelebilmek için
Hey, hiç param olmayabilir ama benim hâlâ bir gururum var.
Sami, ülkesinin bayrağını olimpiyatlarda gururla taşıdı.
vurdurdu. Daha sonra birliklerini yeniden organize etti
Her ne kadar sıkça eş anlamlı olarak kullanılsalar da; kibir ve gurur farklı şeylerdir.
Yaptıklarınla gurur duymalısın.
O, kızıyla gurur duyar.
Birleşmiş Milletler merkezinde dünya bayrakları gururla dalgalanıyor.
O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.