Translation of "Joyas" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Joyas" in a sentence and their turkish translations:

- Ustedes compraron muchas joyas.
- Compraste un montón de joyas.

Bir hayli mücevher satın aldın.

Como joyas y ornamentación.

olarak da popülerdir.

La mujer quiere joyas.

Kadın takı istiyor.

Estas joyas son caras.

Bu takılar pahalı.

No tengo joyas verdaderas.

Hiç gerçek mücevherlere sahip değilim.

Anoche le robaron sus joyas.

- Dün gece onun değerli taşlarını çaldılar.
- Onun mücevherleri dün gece çalındı.

Las joyas en exposición desaparecieron.

Teşhirdeki mücevherler kayboldu.

Desaparecieron invaluables joyas del museo.

Paha biçilmez mücevherler müzeden kayboldu.

La actriz siempre lleva joyas caras.

Aktris her zaman pahalı mücevherler takıyor.

Ella lucía con orgullo sus joyas.

O gururla mücevherlerini sergiledi.

La policía recuperó las joyas robadas.

Polis çalıntı mücevherleri keşfetti.

Él admitió haber robado las joyas.

Mücevher çaldığını itiraf etti.

Ustedes piden prestado joyas de sus amigas.

Sen arkadaşlarından mücevher ödünç alırsın.

Tomás empeñó las joyas que había robado.

Tom çaldığı takıyı rehin bıraktı.

- Ella ponía todas sus joyas en una cajita roja.
- Ella puso todas sus joyas en una cajita roja.

Bütün mücevherlerini küçük kırmızı bir kutuya koydu.

Él lleva ropa cara y tiene muchas joyas.

O, pahalı giysiler giyiyor ve bir sürü mücevhere sahip.

Él guardó las joyas en la caja fuerte.

Mücevherlerini kasaya kilitledi.

¿Por qué robaste las joyas de tu abuela?

- Neden büyükannenin takılarını çaldın?
- Neden anneannenin mücevherlerini çaldın?

María guarda sus joyas bajo llave en el banco.

Mary mücevherlerini bankada kilitli tutar.

Tom cogió la caja de joyas de Mary y la abrió.

Tom Mary'nin mücevher kutusunu aldı ve onu açtı.

¿Por qué a los antiguos egipcios les gustaban tanto las joyas?

Eski Mısırlılar mücevherleri neden bu kadar çok sevdiler?