Examples of using "Ocasión" in a sentence and their turkish translations:
O iyi bir fırsattı.
Bu zamanı değil.
Bu özel bir durum.
Bu büyük bir fırsat olacak.
Bu defa o farklı.
Tom uygun olarak giyindi.
Elbisen ortam için uygun değil.
Onun konuşması ortam için uygundu.
İngilizce kullanmak için az fırsatımız var.
Sana mutlu olma şansını öneriyorum.
Kendimi ona tanıtmak için bir fırsatım olmadı.
Bir dahaki sefere sana yardım edebileceğimi sanıyorum.
Lütfen bu durumda birkaç söz söylememe izin ver.
Konuşman duruma uygundu.
Bunu özel bir durum içim saklamak istedim.
Fırsat bulursan o filmi izlemelisin.
Bir keresinde altın madalya aldı.
Bu şarabı özel bir gün için saklıyordum.
Fırsatımız varken Tom'u ziyaret etmememiz ne kötü.
ve hatta bir davada siyasi muhaliflerinden birini öldürmekle suçlandı.
Bu sefer sana izin vereceğim, ama yine senin çalmanı yakalamak istemiyorum.
O, özel bir durum için sakladığı şampanya şişesini çıkardı.
Giydiğim şey durum için uygun olmadığından dolayı elbiseleri değiştirmek zorunda kaldım.
Giyecek bir şey için dolabıma baktım fakat ortam için uygun bir şey bulamadım.
Tom'un Mary ile konuşmak için şansı yoktu.