Translation of "Navegar" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Navegar" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Quién te enseñó a navegar?
- ¿Quién os enseñó a navegar?
- ¿Quién le enseñó a usted a navegar?
- ¿Quién les enseñó a ustedes a navegar?

Nasıl denize açılacağını sana kim öğretti.

Mañana vamos a navegar.

Yarın denize açılacağız.

Quería salir a navegar.

Ben denize açılmak istedim.

Empecé a navegar el año pasado.

Ben geçen yıl yelken açmaya başladım.

Nos vamos a navegar el lunes.

Pazartesi günü gemi yolculuğuna gidiyoruz.

Tom me está enseñando a navegar.

Tom bana yelkenli ile gitmeyi öğretiyor.

Me gustaría navegar por todo el mundo.

Ben tekneyle dünyayı gezmek istiyorum.

Ella estaba deseando irse a navegar con él.

O, onunla birlikte yelkenli turuna gitmeye can atıyordu.

Tom pensó que sería entretenido ir a navegar.

Tom yelken sporuna gitmenin eğlenceli olacağını düşündü.

Pensaba que él no solo podía navegar el mundo físico,

Sadece fiziksel dünyayı değil,

Fracasó en el intento de navegar cruzando el océano Pacífico.

O, Pasifik Okyanusu boyunca yelkenli ile gitme girişiminde başarısız oldu.

Tengo un compañero de clase que tiene licencia para navegar lanchas motoras.

Motorlu tekne lisansı olan bir sınıf arkadaşım var.

Una mayor capacidad para navegar por un mundo con un clima que cambia.

bir dünyayı yönlendirmede daha yüksek bir kapasite demek.

Pero proporciona una manera sencilla y fiable de navegar a través de los océanos.

Ancak, yine de okyanuslarda gezinmek için basit ve güvenilir bir yol sağlar.

Lo cual es muy importante si estás tratando de navegar por el océano con sólo una brújula.

sadece bir pusula ile gezinmeye çalışıyorsanız yönü koruduğu için bu projeksiyon büyük önem taşır.