Translation of "Guapo" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Guapo" in a sentence and their turkish translations:

- Yo soy guapo.
- Soy guapo.

Ben yakışıklıyım

Está guapo.

Güzel görünüyor.

¡Qué guapo!

Ne yakışıklı!

Eras guapo.

Sen yakışıklıydın.

¿Estoy guapo?

Yakışıklı mıyım?

- Él es muy guapo.
- Es muy guapo.

O, çok yakışıklıdır.

Tom es guapo.

Tom yakışıklıdır.

- Él es guapo e inteligente.
- Es guapo e inteligente.

- O, yakışıklı ve akıllıdır.
- O zeki ve iyi görünümlü.

Es un hombre guapo.

O yakışıklı bir adam.

Dijo que era guapo.

O, yakışıklı olduğunu söyledi.

Él es muy guapo.

- O çok yakışıklı.
- O çok iyi görünümlü.

Eres guapo y amable.

Siz hem güzel hem de naziksiniz.

Es bastante guapo, ¿verdad?

O oldukça yakışıklı, değil mi ?

Es divertido y guapo.

O, yakışıklı ve komiktir.

¿Piensas que eres guapo?

Yakışıklı olduğunu mu düşünüyorsun?

Cada año estás más guapo.

Her yıl biraz daha yakışıklı oluyorsun.

Es guapo visto desde lejos.

Ona uzaktan bakıldığında, o güzeldir.

Tom es un chico guapo.

Tom yakışıklı bir adam.

Eres más guapo que él.

Sen ondan daha güzelsin.

Se las da de guapo.

Sert bir adam gibi davranıyor.

Tomás es realmente muy guapo.

Tom gerçekten yakışıklı.

A ella le pareció guapo.

O, onu yakışıklı buldu.

Soy más guapo que tú.

Ben senden daha güzelim.

Ojalá fuera tan guapo como él.

Keşke ben onun kadar yakışıklı olsam.

No es ni guapo ni feo.

O ne yakışıklıdır ne de çirkin.

- Yo soy guapo.
- Soy un gato.

Ben bir kediyim.

Es tan listo, tan guapo, tan guay...

Çok zeki, çok yakışıklı ve çok havalıydı ...

- No soy bien parecido.
- No soy guapo.

Ben yakışıklı değilim.

Él no es tan guapo como Tom.

Tom kadar yakışıklı değil.

Es muy inteligente, y, además, muy guapo.

O çok zeki ve ayrıca çok yakışıklı.

Es más guapo de lo que piensas.

O, senin düşündüğünden daha yakışıklı.

- Soy hermosa.
- Yo soy guapa.
- Soy guapo.

Ben güzelim.

Tom es el actor más guapo del mundo.

Tom dünyanın en yakışıklı aktörüdür.

Sé que Tom es más guapo que yo.

Tom'un benden daha yakışıklı olduğunu biliyorum.

Tom es el hombre más guapo que conozco.

Tom tanıdığım en iyi-görünüşlü kişidir.

- Eres el hombre más guapo que he visto en mi vida.
- Eres el hombre más guapo que jamás haya visto.

Sen şimdiye kadar gördüğüm en yakışıklı adamsın.

Creo que estabas más guapo con el pelo largo.

Sanırım uzun saçla daha iyi görünüyordun.

Felicia está casada con un guapo hombre llamado Lázaro.

Felicja, Łazarz adında yakışıklı bir adamla evli.

- Soy más guapa que tú.
- Soy más guapa que usted.
- Soy más guapa que vosotras.
- Soy más guapa que ustedes.
- Soy más guapo que ustedes.
- Soy más guapo que vosotros.
- Soy más guapo que tú.

Ben senden daha güzelim.

- Eres más guapo que él.
- Eres más bonita que ella.

Sen ondan daha güzelsin.

- Soy más apuesto que lo es Tom.
- Soy más guapo que Tom.

Ben Tom'dan daha yakışıklıyım.

- Tom no es tan guapo como Mary.
- Tom no es tan atractivo como Mary.

Tom Mary kadar iyi görünümlü değil.

- Soy más bello que tú.
- Soy más guapa que tú.
- Soy más guapo que tú.

Ben senden daha güzelim.

Los niños de Felicja creen que su padre Lazarz es más guapo que Justin Bieber.

Felicja'nın çocukları, babaları Łazarz'ın Justin Bieber'dan daha yakışıklı olduğunu düşünüyorlar.

- Es el chico más dulce de la ciudad.
- Es el chico más guapo de la ciudad.

O, kasabadaki en şirin oğlan.

- Mi padre está orgulloso de ser alto y guapo.
- Mi padre está orgulloso de ser alto y buen mozo.

Babam uzun boylu ve yakışıklı olmaktan gurur duyuyor.

- Ella es muy guapa.
- Es muy guapo.
- Es muy guapa.
- Es muy bonito.
- Es muy bonita.
- Es muy hermoso.
- Es muy hermosa.
- Es muy lindo.
- Es muy linda.

O çok güzel.